B.
Çok sevdiğimiz bir kısım ahbabımızın bir türlü vazgeçemedikleri Trol dilinin, yerini soğuk kanlı analize ve hasbi mükalemeye bırakması artık bir seçenek değil zarurettir. O tutum ve dil, hamaset ve ezbercilik artık miadını doldurdu.
Önemli bir sual karşımızda dağ gibi durmaktadır: AK Parti bu durumla yüzleşebilme ve otokritik yapabilme kabiliyetini muhafaza ediyor mu Yoksa mevcut ezber birtakım makyajların ardından yeniden sahaya mı sürülecek Bu soruya gönül rahatlığıyla "AK Parti otokritik kabiliyeti yüksek bir partidir" şeklinde cevap vermek isterdim. Lakin seçim gecesi başlayan ve özeleştiri olarak lanse edilen pek çok tenkidin "bizi değil de onları seçersen böyle olur" mahiyetinde sözler olduğunu görüyor olmak; beni, bu soruyu o kadar da kolay cevaplayamadığım bir ortama sürüklüyor. "Kliklerin çıkar kavgasının arenası" diye müstehzi tenkit ettiğimiz CHP, AK Parti'den daha dinamik ve siyaset üreten bir parti görüntüsü arz ediyorsa bu CHP'nin becerisinden ziyade AK Parti'deki ataletle de doğrudan ilişkilidir. Bu ataletin en önemli sebebi, benim bu köşeyi yazarken dahi zülf-ü yare dokunmamak ve ahbabımızı kırmamak için en dile getirilesi şeyleri dile getirmeyişim misalinde olduğu gibi, çıkar çevresinden olmayanların objektif tenkit yapabilme kabiliyetini yitirmiş olmasıdır. Kabul edelim, bu CHP medyasında daha gelişmiş bir refleks...
Bu ve benzeri manialara rağmen AK Parti özeleştiri yapabilecek mi Kendi içinde oluşan yerel iktidar erklerini tasfiye ederek yerelle barışabilecek mi Yeniden çıkar çevrelerinin değil, "davam" diyenlerin ön planda olduğu bir parti olabilecek mi Kafesteki kuşun daldaki kuş kadar kıymet gördüğü bir hatırşinaslık yeniden tesis edilebilecek mi Ki bu hatırşinaslık, yerelde "cepte" olduğu kabul edilen ancak kırgınlıkları bini geçmiş öz evlatlarla helalleşmenin tek yoludur. Bu suallere yek nefeste evet diyemiyor oluşumuz asıl otokritik yapmamız gereken husustur. En bizden hasletlerimiz takallüs etmiş.