Çoraklaşma ve çamurlaşma arasında
Ortodoksi -heterodoksi tartışmaları ne tuhaftır ki sâdece din üzerinden yapılıyor. Evet, orijinal olarak bu kavramlar dinî târihlerle çok sıkı bir şekilde irtibatlıdır. Ama böyle olması onların toplumsal, siyâsal, ekonomik vb sâhalarda kullanılmasına mâni değildir.
Meselâ gazetelerden başlayabiliriz. 1970'lerdeki hâlleriyle gazetelerin târihleri de ortodoksi ve heterodoksi ayrışması üzerinden değerlendirilebilir. Bence sayfa tasnifleri eldeki gazetenin ortodoks bir neşriyat mı, heterodoks bir neşriyat mı güttüğünü ortaya koyar. Eğer o gazete birinci , ikinci ve üçüncü sayfa düzenlerini oluştururken bâzı tasnifler yapıyorsa bilin ki heterodoks bir neşriyatçılık yapmaktadır. Milliyet ve Hürriyet gibi ana akım kitle gazeteler heterodoks ve daha pragmatik bir neşriyat siyâseti güderlerdi. Bu gazetelerin birinci sayfalarında ağırlıklı olarak dünyâ, bölge ve iç siyâset haberleri yer alırdı. Ser muharrirlerin imtiyâzları birinci sayfadan yazmaktı. İkinci sayfalarda gazetelerin diğer yazarları kıdeme dayalı kendi iç hiyerarşileri mucibince sağlı sollu köşelerinde makaleleriyle sizi karşılardı. Bu sayfalarda ayrıca dünyâ, bölge ve memleket meseleleri üzerine düşünen ve yorum yapan kanaat önderlerinin değerlen-dirmeleri, onlarla yapılan mülâkatlar da dikkat çekerdi. Nihâyet, gazetelerin üçüncü sayfalarında cemiyet haberleri olarak nitelendirilen; kavgalar, yaralamalar, cinâyetler, hırsızlıklar, kazâlar ve âfetlere kadar her nev'i sansasyonel günlük hayat haberlerini okuyabilirdiniz. Çizgi romanlar, edebî tefrikalar bunları tâkip ederdi. Spor haberleri ise en son sayfalarda kendisine yer bulurdu.Tercüman ve Cumhûriyet gibi bâzı ortodoks veyâ misyoner gazeteler için bu tasnifler vârit değildi. Bunlar "niteliklerinden ödün vermemek" adına asla ve kat'a üçüncü sayfa yapmazdı. Onların gözünde bu tarz haberler, millî kültür ve ahlâkın yozlaşmasına (Tercümân) hizmet etmek veyâ Türk Aydınlanmasına ihânet (Cumhûriyet) mânâsına gelirdi. Ortodoks gazetelerin tekmil sayfaları tıka basa, aynı ideolojinin mensubu yazarların köşe yazılarıyla dolu olurdu. Aralarda , lûtfen , o da çok sansasyonel olmaması kaydıyla ve dahi eser miktarda bâzı bölgesel haberlere yer verilirdi.Gazete okuma kültürü de ortodoks ve heterodoks okuma olarak ayrışırıdı. Gazeteyi sondan, yâni spor sayfalarından başlayarak okumaya başlayanlar veyâ alelacele çizgi romanlara saldıranlar ağır okurlar tarafından küçümsenirdi. Ağır okurlar, seyrini pek hoş bulduğum ve taklit etmeye çalıştığım , titiz terzi tarzı törensel geometrik katlamalarla uzun uzun okur , hattâ mühim kısımların satır altlarını kalemle çizerlerdi. Aralarında mühim buldukları makâleleri kesip arşivleyenler bile vardı. Bu ağır abi ve ablalar , üçüncü sayfaya geldiklerinde ya suratlarını buruşturarak veyâ müstehzi ifâdelerle gazeteleri kapatır bir kenâra koyarlardı.1970'lerin ortalarından başlayarak, şöhretlerin skandallarını anlatan sosyete haberleri ve nihâyet magazine dönüşecek gelişmeler, bu cemiyet haberlerinin içinden filizlenecekti. Bidâyette küçük küçük ve mahçup mahçup verilen haberler ,zamân içinde müstakil gazete eklerine, hattâ gazetelerin kendisine dönüştü. Saklambaç ve Günaydın gibi tabloid gazeteler tam da bu gelişmenin karşılığıdır. Hâsılı magazin ipini kopardı; abartı, yalan haberden geçilmez oldu. Sansasyonel, asparagas habercilik hiç şüphesiz en iç gıcıklayıcı zirvesini Tan ile yaptı.