Yardım etmenin faziletleri nelerdir

İsmail Bey: "Muhtaçlara yardım etmenin faziletleri nelerdir"

Cömertlik ve Keremi Yaşamak

Yardım eden kimse Allah'ın keremine ve cömertliğine mazhar olmuştur. Çünkü asıl veren, Cevad olan, Vehhab olan, Kerim olan, cömert olan Allah'tır. Vermeyen ve alan kimsenin ise bu konuda mazhar olduğu herhangi bir esma yoktur. Netice itibariyle vermemekte ve tutmakta hayır da yoktur, iyilik de yoktur, Allah katında makbuliyet de yoktur, derece de yoktur.

Oysa vermek derecelerle doludur. Kur'ân birçok âyetiyle vermeyi ve üstelik en iyisinden vermeyi teşvik ettiği gibi, Peygamber Efendimiz (asm) adeta bir cömertlik ve kerem abidesiydi. Ashab-ı Kiram da vermek konusunda birbirleriyle yarışırlardı. Vermemek ve tutmak ashabın çarşısında hiçbir şekilde rağbet görmezdi.

Asr-ı Saadeti kendisine örnek alan Bediüzzaman ise, Darül-Hikmetil-İslâmiye'de iken kendisine naspedilen maaştan kut-u lâyemut kadarını almış, gerisi ile kitaplarını bastırıp ücretsiz dağıtmıştır. Bu hareketinin sebebini soranlara, "Maaştan bana kût-u lâyemut caizdir; fazlası millet malıdır. Bu suretle millete iade ediyorum"1 demiştir.

"Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir."2 "O takva sahipleri bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah, iyilik edenleri sever."3 Âyetleriyle vermeyi emreden bir Kur'ân'ın kendisine nazil olduğu Peygamber Efendimiz (asm) verme konusunda insanların en üstünüydü.

Kendini Neden Borca Sokuyorsun

Bir gün adamın biri Peygamber Efendimiz'e (asm) gelip ondan yardım istedi. Peygamber Efendimiz (asm) o an elinde ne varsa verdikten sonra, "Şu an bu kadar verebiliyorum! Fakat sen git, benim adıma ihtiyacın olan şeyleri satın al, Allah bana verdiği zaman ben senin borcunu öderim!" buyurdu.

Hazret-i Ömer (ra): "Ya Resulallah! Ona verebildiğini verdin! Allah sana gücünün yetmediği bir şeyi teklif etmemiştir. Kendini neden borca sokuyorsun" dedi.

Hazret-i Ömer'in (ra) bu sözünden Peygamber Efendimiz'in (asm) hoşlanmadığını gören ensardan bir zat: "Ver Ya Resulallah! Allah seni darda bırakmayacaktır!" dedi.

Peygamber Efendimiz (asm) bu sözden hoşlandı ve "İşte ben bununla emrolundum!" buyurdu.4 Hazret-i Ömer (ra) anlatıyor: "Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) sadâka vermemizi emir buyurdu. O sırada benim malım çoktu. Kalbimden: "Eğer Ebu Bekir'i geçeceğim gün varsa o gün bu gündür!" dedim ve malımın hepsini hesaplayarak yarısını getirdim.