Üzüm üzüme baka baka mı kararır

Salih Baş: "Üzüm üzüme baka baka kararır derler. İnsanın küfre girmesi, din ayağıyla dünya avına çıkanlar yüzünden olabilir mi Eğer böyleyse bunun suçu müsebbiplerde olabilir mi"

Kötü Örnek Yıkıcıdır

Üzüm üzüme baka baka kararır derler. İnsan da insana baka baka yolunu seçer. Baktığı insan doğru yoldaysa doğru yola gider, ama eğer baktığı insan yanlış yolda ise, yanlış yolu seçebilir. Dolayısıyla insan amel işlerken bunu da düşünmeli; kendisini örnek alan olup olmadığını hesaba katmalıdır. Üzerinde başkasının da sorumluğu olduğunu, başkasını idlal etme hakkının da bulunmadığını düşünmelidir.

ocuklar büyükleri örnek alırlar. Bazen insan kendisi ne kadar büyük de olsa, diğer akil insanları örnek alır. Davranışı iyi ise devam eder, yanlış ise düzeltir. Bu insanın tabiatında vardır.

Eğer kişi iyi bir yoldaysa, kendini örnek alan olduğunda sevap da kazanır. Ama eğer kötü bir yoldaysa, kendini örnek alıp aynı ameli işleyen biri varsa, bu da kendisine vebal olarak döner.

Temelde herkes kendi yaptıklarından sorumludur. Fakat insan, kendi amelinden sonra örneklik durumunun kimleri ihya ettiğine veya kimleri günah çamuruna sürüklediğine de bakmalıdır.

Din Ayağıyla Dünya Avlanmaz

Din insandan ihlâs ve samimiyet ister. Gösteriş veya başkasına göre amel etmek istemez. Allah'ın rızasından ve ahiretten başka bir hedef de istemez. Dini doğru yaşayan genelde, başkasına da örnek olabilir. Ama örnek olayım diye din yaşanmaz.

Din sorumluluğu şahsa yükler. Günahlar da, sevaplar da şahsîdir. Küfre girmek de böyledir. Sorumluluk kişinin kendisindedir. Hiç kimse kendi yükümlülüğünü sebep de olsa başkası üzerine yıkamaz.

Ancak, sebep olanların da hissesi yok mudur; vardır elbette. Dindar olarak bilinen birisinin yanlış yapması, dini hassasiyeti olmayan birisinin yaptığı yanlıştan daha fazla yıkıcı olur. ünkü insan ne kadar yıkıcıysa da, dinin kötülükleri engellediğini bilir. Taklit ettiğin şahıs yanlış yaptığında, bu çoğu zaman ona da bir fetva gibi oluyor.

Dolayısıyla bir yanlışı yapan kişinin, bir de dinden fetva alırcasına pervasızca bunu yapması kendisi açısından tam bir bataklıktır.

Diğer yandan, dindar kişinin iyi örnek olma gibi bir yükümlülüğü de vardır. İyi örnek olursa, kendini örnek alanların amellerinden de sevap alır. Kötü örnek olursa da aksi gerçekleşir.