Teberrûlarımızı zekâtla sınırlamayalım!
Her Bir Kuruş, Bir Kuruş Değildir
Kemiyetle keyfiyet aynı şeyler değildir. Her bir kuruş bir kuruş değildir. Bazı bir kuruşlar adı üstünde bir kuruş etmezler. Bazıları da cihan değer değere sahiptirler. Kemiyeti aynı olsa da, keyfiyeti farklıdır.
Bazen elimizdeki son kuruş olarak, başka şeylerden kısarak, büyük feragat ile verdiğimiz bir kuruş bize, bir mabet sevabı kazandırabilir.
Kanunî Sultan Süleyman, Süleymaniye Camii'ni yaptırdıktan sonra gördüğü bir rüyada, mahşerde koca camiin bir kova ayranla tartıldığını görür. Araştırır, öğrenir ki, cami inşaatı esnasında fakirce bir kadının getirip işçilere ikram ettiği "bir kova ayran"a Allah katında bir mabet sevabı yazılmıştır.
Allah'a verme konusunda kendi imkanlarımızı sıkı gözden geçirmeliyiz. Niyetimizi büyük ve geniş tutmalıyız. Allah'tan isterken elimizi dar tutmamalıyız. Allah'ın kerem gösterdiği bu mübarek ayda kerem sahibi olmalıyız.
Teberrûlarımızı zekâtla sınırlamamalıyız. İmkanımızı yoklayıp daha fazlasını vermeye gayret etmeliyiz. Belki birçok şeyden kısarak verdiğimiz o fazlası, bize bir dersane, bir külliye, bir mabet sevabını külliyen kazandıracaktır. "Kim Allah'a güzel bir borç verirse, Allah bunu kat kat fazlasıyla öder. Daraltan da, genişleten de Allah'tır."1 ayeti bize imkanımız ölçüsünde fazlasını vermemizi emrediyor.
Çünkü bu yol batak bir yol değildir. Verenin kat kat fazlasını bulduğu bir yoldur.
Nice bataklara paramız gitmiyor mu
BU TİCARETİ KAÇIRMAYALIM
Hizmetlerimiz bizim asıl işlerimiz, dersanelerimiz asıl mekânlarımızdır. Bizim kendi evimizden daha esaslı evlerimiz. Biz buraları ihya etmez isek, ihtiyaçlarını karşılamaz isek, kim ihya edecek, kim buraların ihtiyaçlarını görecek
İçinden geçtiğimiz bu kerem ayında, rahmet ayında, lütuf ayında buraların ihtiyaçları kalmamalı! Ay çıktığında buraların da ihtiyaçları çıkıp gitmeli. İhtiyaçlarını görüp, kardeşlere, "buyurun kardeşler; hizmet edin!" diyebilmeliyiz. Ve böylece, biz olmasak da, biz görmesek de, biz orada hizmet etmesek de, orada yapılan hizmetlerden yüzde yüz hissedar olabilmeliyiz.
Bir taşını da biz alıp, hizmetlerinin tamamına, sevaplarının yekûnuna hissedar olmak az bir netice midir
Gelin, bu büyük ticareti kaçırmayalım. Ve Üstad Hazretlerinin şu duasına mazhar olalım inşallah: "Sizler kaldıkça ben yaşıyorum diye, mevte dostane bakıyorum. Ecelimi telaşsız bekliyorum. Allah sizden ebeden razı olsun. Âmin. Âmin. Âmin."2
Bu fırsat her zaman önümüze açılmaz, her zaman ele geçmez.