Şefkat tokatları bize ne anlatıyor

Mustafa Arslan:

"Hazret-i Ali (ra), o mu'cizevâri kerametiyle ve Hazret-i Gavs-ı Âzam (ks) o harika keramet-i gaybiyesiyle, sizlere bu sırr-ı ihlâsa binaen iltifat ediyorlar. Ve himayetkârâne teselli verip hizmetinizi mânen alkışlıyorlar. Evet, hiç şüphe etmeyiniz ki, bu teveccühleri ihlâsa binaen gelir. Eğer bilerek bu ihlâsı kırsanız, onların tokadını yersiniz. Onuncu Lem'adaki şefkat tokatlarını tahattur ediniz." cümlesi bize ne anlatmak istiyor

Sarsılmamak elde değil

Bir Nur Talebesi olarak bu cümleyi okuyup sorumluluktan sarsılmamak elde değil! Üzerinizde ne yüksek iradelerin iltifatları olduğunu düşünmek bile heyecan verici. Demek ne zor bir asırda yaşıyoruz ki, az bir ameliniz bile yüksek iltifatlara kapı aralıyor.

Burada "tokat"ı iltifat sayalım; ne deriniz Bu tokatlar herkese gelmez çünkü.

Nasıl bir üstada talebe olduğumuzun farkında mıyız acaba

Buradan âleme seslenmeli değil miyiz: Ey insanlar ehl-i Necat olmak için Bediüzzaman'ı inanarak okuyun!

Gavs-ı Azam'ın civarında bir gayr-i Müslim yaşıyormuş. Bir gün Hazret-i Gavs sohbet ederken merak etmiş ve sadece pencereden bakmış.

O gece rüyasında belinin yukarısının yanmadığını görmüş. "Bir bakmakla belimi yanmaktan kurtardım" demiş. Ona demişler ki: "İçeriye tamamen girseydin kurtulurdun!" Ertesi günü gitmiş ve Hazret-i Şeyh'e intisap etmiş. Unutmayalım ki, dünün Hazret-i Ali'sinin (ra) ve Hazret-i Gavs-ı Azam'ının (ks) feyzi, nuru, ruhu, hidayeti, asaleti, bereketi, yolu, yordamı, anahtarı bugün Bediüzzaman'dadır! Yani Risalelerdedir!

Sarsılmamak elde değil!

Sırr-ı ihlâs, sırr-ı ihsan

Demek o yüksek iltifatlara sırr-ı ihlâs yetiyor! Sırr-ı ihlâs nedir Yaptığını Allah için yapmaktır! Yapmadığından da Allah için kaygı duymaktır. "İhsan" sırrına ermektir. İhsan, Resulullah Efendimiz'e (asm) Hazret-i Cebrail'in (as) öğrettiği bir sırdır. Şöyle ki:

Bir gün Resulullah (asm) ashabıyla otururken Cebrail (as) bembeyaz giyimli bir misafir olarak çıka geldi. Resulullah'a (asm) "İslâm nedir İman nedir İhsan nedir" diye sordu. Resulullah Efendimiz (asn) cevap verdikçe de, "evet doğru söyledin!" dedi. Ashab şaşırmıştı. Hem soruyor, hem doğru söyledin diyordu. Hz. Cebrail'in (as) sorulardan birisi olan "ihsan nedir" sorusuna, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle cevapladı: "İhsan, Allah'ı görürcesine Allah'a kulluk etmendir. Her ne kadar sen Allah'ı görmesen de, Allah seni görüyor!"1