Oruç ebedî sevinçtir
Ramazan Fıkhı
Bir tutam tebessüme, bir demet güler yüze, yüzümüzün ve gönlümüzün gülümsemesine öylesine muhtacız ki, neredeyse bazen aradığımız tek şey hâline geliveriyor.
Çünkü öyle nazik ve nazenin bir ruhumuz var ki, hemen her yolunda gitmeyen şey ona keder veriyor, her olumsuzluk ona hüzün veriyor, her ayrılık onu yürekten yakıyor, her ölüm onu can evinden vuruyor. Güç yetiremediğimiz her zorluk, bize hayatı çekilmez kılıyor.
Aslında bütün olumsuzluklar dünya hayatının bir alışıldık cilvesi. Başka ne beklenir ki Ölüm olmasın mı Hastalıklar gelmesin mi Sıkıntı ve cefalar sert mizacını göstermesinler mi Bütün bunlar Allah'ın takdiridirler. Bizler her halde sabırla imtihan olunuyoruz.
Orucun içimizde katreleştirdiği sevinç damlaları, güzelliğini ebediyetten, eşsizliğini İlâhî emir ve iradeden, doyulmazlığını Bâkî-i Hakîkî'den, sâfiyetini Zât-ı Kuddûs-ü Zülcelâl'den, erişilmezliğini alâ-yı illiyyînden almaktadır. Oruç onun için ebedî ve ezelî sevinç kaynağıdır.
Oruçta dünyanın en erişilmez sevinci vardır. Öyle ki, Sahib-i Kâinat, "onun sevabını Ben vereceğim." buyurmaktadır. Sevabının belirtilmeyişi, paha biçilemeyişindendir. Sevabı Rabb-i Zülcelâlin cömertliğine, ikramına, ihsanına, büyüklüğüne, ulviyetine, hususî emrine ve has iradesine bırakılan bir ibadet en erişilmez sevinç madeni ve en doyulmaz huzur kaynağı olmaz mı
Çünkü biz; büyükler büyüğü Allah'ın huzuruna çıkacağız, ulular ulusu Yaradan'ımıza döneceğiz. Sonsuz azamet Sahibi Rabbimize müteveccihiz. O'ndan Cenneti istiyoruz. O'ndan Rahmet diliyoruz. O'ndan merhamet ve mağfiret talep ediyoruz. O'ndan sonsuz lütuf ve ikram umuyoruz. O'ndan rızasını arzu ediyoruz.