Halil Bey: "Ortaklıkta temel prensipler nelerdir"
EMEK VEREN KARŞILIĞINI ALIR
Her ortağın, hakkının ve emeğinin karşılığını alması esastır. Mudârabe ortaklığında her iki taraf da rüşt ve ehliyet sahibi olmalıdırlar, yani vekâlet almaya ve vermeye ehil olmalıdırlar. Çünkü mal sahibi "vekâlet veren", çalıştıran da mal sahibinin malına "vekîl olan" hükmündedir.
Çalışan kişi, mal sahibinin malında, onun izni ile tasarruf yapmaktadır. Sermaye, değerini koruyan belirli bir para olmalı ve bir akit yapılarak çalıştıracak kimseye teslim edilmelidir.
Akitte îcap ve kabûl önemlidir. Yani sermaye sahibi çalışana, açıkça, "Şu paraları al, ticâret yap. (veya iş yap) Elde edilen kâra ortağız." Demeli; çalışan da mudârabe usûlünü kabul ettiğini kesin ifadelerle beyan etmeli, yani "kabul ettim." Demelidir.1
Mudârabe usûlü, borç vermeye benzese de borç vermek gibi değildir. Çünkü borç veren kişi, risk almadığı gibi kâr da almaz. Yani parayı çalıştıranın riskine ortak olmadığı gibi, kârına da ortak olmaz. Mudârabe sûretiyle para veren kişi ise, risk alır, kâr da alır.
Mudârabe usûlünün tercih edilmesi halinde, iki arkadaş yalnız sermaye koyacak. Üçüncü arkadaş ise kendisi sermaye koymaksızın, bu sermayeyi çalıştıracak. Ustalık, işçilik, kirâ, elektrik, telefon, su, vergi... ve sâir gider ve masraflar üçüncü arkadaşa âit olacak. Bunun karşılığında üçüncü arkadaş kârın yarısını alacak. Kârın diğer yarısı da sermaye koyan iki arkadaşın olacaktır.
Eğer her üçünüz de ikinci tercihe göre- ortak sermaye koyarsanız, bu durumda tüm giderleri de, tüm kârı da üç ortak olarak paylaşacaksınız.
Bu usûlde işi yönetmek ve şirketi işletmek için kendisine yetki ve sorumluluk verilen üçüncü arkadaşın, emeğinin karşılığını ayrıca alması ise hiç şüphesiz hakkıdır.
AHLAKÎ VE HUKUKÎ DAVRANIŞLAR
Müslüman bir ticaretçiden beklenen ahlakî ve hukukî davranışlar kısaca şunlardır:
1-Doğru olmalı, malını satarken yalan beyanda bulunmamalı, müşteriye mümkün mertebe yeminli ifâde kullanmamalıdır. Peygamber Efendimiz (asm) ticâret malını yalan yeminle satıp tüketen kimselere kıyâmet gününde Allah'ın rahmet nazarıyla bakmayacağını bildirmiştir.2
2-Dürüst olmalı, kötü ve kalitesiz mal satmamalı, malının kötüsünü ve çürüğünü gizlememeli, fiyatlandırma yaparken malının kusurlarını dikkate almalı, kusurlu malı kusursuz malla birlikte ve aynı fiyata satmamalıdır.
3-Hîle yapmamalıdır. Tartarken eksik tartmamalıdır.
4-Müşteriyi aldatmamalıdır. Peygamber Efendimiz (asm) "Satıcı ile müşteri eğer dürüst olup satışla ilgili hususları açıklarlarsa alış-verişleri kendilerine mübârek kılınır. Şâyet aldatarak malın veya bedelin ayıbını gizlerlerse, alış-verişin bereketi kaldırılır."3 Buyurmuştur.