Kul hakkı hassasiyeti

Malatya'dan Mahmut Gültekin: "Üzerinde kul hakkı olan ödemek için ne yapmalıdır"

Kul Hakkı Nedir

İnsanların sosyal birer varlık olmaları ve toplumlar hâlinde yaşamaları, birbirlerine karşı sayılamayacak derecede haklar ve sorumluluklar doğurur. Karşılıklı hak ve sorumluluklarına riayet etmekle yükümlü bulunan Müslüman'lar, bu yükümlülüklerini "kul hakkı" ifadesi içinde formüle etmişler ve riayet etmeye çalışmışlardır.

Ebu Hüreyre (ra) rivayet eder: Allah Resûlü (asm) şöyle buyurmuştur: "Kimin yanında kardeşinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kıymeti bulunan bir şeyden zulüm ve haksızlık ile elde edilmiş bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı gün gelmeden önce bugün, dünyada iken helâlleşsin. Yoksa sâlih ameli varsa, haksızlığı kadar alınır, hak sahibine verilir. Şayet hasenâtı yoksa hak sahibinin günahları alınır, onun üzerine yüklenir."1

Hakkını Helâl Etmek

Zikrettiğimiz hadis-i şeriflerden anlaşılacağı gibi, kul hakkı bir Müslüman'ın manevî hayatı üzerinde önemli bir handikap olarak bulunmaktadır. Her Müslüman'ın hayat hakkı, şahsiyet ve onurunun korunması hakkı, özel hayatının gizliliği hakkı, dinî ve vicdani kanaat hakkı, ikamet, seyahat, öğrenme, bilgi edinme, düşünce ve ifade hürriyeti, mülk edinme, çalışma, harcama ve tasarrufta bulunma gibi kendi zatına özgü doğuştan getirdiği hakları İslâm dini tarafından korunmuştur ve dokunulmaz ilân edilmiştir. Müslüman'a iftira atmak, gıybetini yapmak ve haksız yere kalbini kırmak, onu zarara uğratmak da hiç şüphesiz kul hakkı kapsamına girer.

Kul hakkının günahından ve vebalinden kurtulmanın tek yolu, bu hakka riayet etmek ve karşı taraf ile gönülden ve içten helâlleşmektir. Helâlleşme sağlandıktan sonra tövbe ve istiğfarda bulunulursa, Cenab-ı Hakk'ın Gafur ve Rahîm olduğu inşallah anlaşılacaktır.

Karşı tarafın ihtiyacını ve sıkıntısını nazara alarak kul hakkını helâl eden, helâl ettiği şeye bedel olarak sevap kazanır. Hakkını helâl etmek, helâl edilen kişi bunu hak ediyorsa faziletlidir. Helâl edilen kişi bu durumda mahşere dönük bir borçtan kurtulmuş olur. Fakat kişinin bunu hak etmediği düşünülüyorsa, hak sahibince bu hakkın helâl edilmesi zorunluluğu yoktur.

Esasen hiçbir hak sahibi, hakkını helâl etmek zorunda değildir. Helâl ederse bir mecburiyet olarak değil; karşı tarafa Allah rızası için yardımcı olmak adına, bir fazilet olarak yapar. Ve bunu Allah için yapmışsa sevap kazanır.

Bediüzzaman Hazretlerine; Tahiri, Sabri, Salahaddin, Mehmed ve Mustafa isimli kahraman Nur Talebeleri, tamamen hizmet için bir otomobil alıyorlar ve gaye Üstadın hizmet yerlerini rahat gezmesi .