Komutan, kalp mi, akıl mı

Kadir bey: "Kalp nedir Akıl nedir Kalbin akıl ile, gönül ile, duygular ile ilişkisi nasıldır Şeytan kalbe mi, akla mı, duygulara mı vesvese veriyor"

Kalp Denen Merkez

Vücudumuzdaki kan dolaşımını sağlayan organımıza kalp diyoruz. Kalbimiz bedenimizin madde plânındaki merkezidir, can evidir. Beden kalbe o kadar bağlıdır ki, kalp durduğu anda bedende tüm faaliyetler de durur.

Nasıl bedenimizin bir kalbi var ve bütün bedenî faaliyetlerin kumandanı hükmünde çalışıyor ise, rûhumuzun da bir kalbi var ve tüm rûhî kuvvetlerimizin merkezi ve kumandanı hükmünde görev yapıyor.

Bedîüzzaman Hazretleri, bir Rabbânî latîfe olduğunu bildirdiği bu kumandanda, hislerin ve duyguların mazharına "vicdan", fikirlerin aynasına da "dimağ", yani "akıl" der. Hazret-i Üstada göre, latîfe-i Rabbâniye olan kalbin insanın mâneviyâtına yaptığı hizmet, çam kozalağı kadar bir cisimden ibâret olan beden kalbinin bedene yaptığı hizmet gibidir. Nasıl ki bedenin bütün birimlerine hayat ırmağını kalp pompalıyor ve gönderiyor, maddî hayat onun işlemesiyle ayakta duruyor, sustuğu zaman ceset de canlılığını kaybediyor ise; latîfe-i Rabbâniye olan mânevî kalp de mânevî duygularımızın tamamını hakîkî bir hayat nûru ile canlandırır ve ışıklandırır.

Rûhun Bilgi-İşlem Dâiresi

Mânevî kalbimize bu hayat iksirini veren îmândır. Îmânın mahalli, yeri ve yurdu, bu mânevî kalptir. Eğer îmân olmazsa, kalbimiz ve kalbî kuvvetlerimiz söner; et parçasından ibâret olan dış kalp ve dış vücut dahî hareketsiz bir ölü gibi bir kuru heykelden ibâret kalır.1

Kur'ân'ın, "Allah, kişi ile kalbi arasına girer."2 âyetinde ve Peygamber Efendimiz'in (asm), "Rahmân'ın iki parmağı arasında olmayan bir kalp yoktur."3 hadisinde geçen "kalp", mânevî duygularımızın kumandanı ve îmân mahalli olan kalbimizdir.

Akıl ise; düşünme, anlama ve bilme kabiliyeti, kavrayış ve zekâ, hâfıza kuvveti ve mânevî görüş gücü demektir. Akıl, rûhun dış olaylardaki gözüdür. Olaylar arasında irtibat kurma, akıl erdirme ve düşünme burada meydana gelir. Akıl, beş duyudan gelen bilgileri kendi süzgecinden geçirir, potasında yoğurur, eritir, doküman haline getirir ve kalbe gönderir. Kalp tasdik ederse bu taslak bilgiler, ilme ve doğru bilgiye dönüşür. Bu mânâda akıl ile kalp bir bütün olarak çalışırlar, omuz omuza hareket ederler ve birlikte işlem yaparlar. Yani, akıl ile kalp, insan rûhunun bilgi-işlem dâiresidir.