Kitabı değiştirmek bühtandır
Kıbrıs'tan Eyüp AKTAŞ: "Şu ayeti açıklar mısınız "Yazıklar olsun şu kimselere ki, kitabı kendi elleriyle yazarlar, sonra da küçük bir dünya menfaati için: "Bu Allah tarafından gönderilmiştir!" derler. Yazıklar olsun elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, yazıklar olsun kazandıkları yüzünden onlara!"1
Kimin Kitabını
Kitabı değiştirmek deyince yüreğim titredi! Kimin kitabını değiştireceksin Elbette kast edilen kitap, Allah'ın kitabıdır. Allah'ın kitabını kulun değiştirmesi... Ne kerih bir şey!
Siz, kitabınızın, başka bir kişi tarafından değiştirilmesini ister misiniz Bu, teklif bile edilemez! Bu, size ve kitabınıza bühtandır, iftiradır.
Allah'ın kitabını anlamak aslında zor değildir. Sadece "ben böyle anladım" deme felâketinden ve nezaketsizliğinden vazgeçmek yeterlidir. Tek başına bir kişi, bir anlayışla, ümmetten ayrı düşmemelidir. Çünkü kendisi tek akıldır, ümmet ise çok akıl.
İçtihad ederse o şüphesiz ayrı meseledir. İçtihada zaten ümmet hayır demez. Çünkü içtihad, bir âlimin etrafındaki veya kontrolündeki bir heyetin işidir.
Onlar Gibi Yapmayın!
Hazret-i Muaz (ra) Şam'da Yahudî ve Hıristiyanların din büyüklerine secde edercesine eğildiklerini görünce soruyor: "Niçin böyle eğiliyorsunuz"
Onlar: "Bu, peygamberlerin selamıdır." diyorlar.
Hz. Muaz (ra) Medine'ye gelince Peygamber Efendimiz'e aynı biçimde eğilerek selam veriyor.
Peygamber Efendimiz (asm): "Bu nedir böyle" diye buyuruyor
Hz Muaz: "Ya Resulallah! Ehl-i kitap bunun peygamberlerin selamı olduğunu söylüyor." diyor.
Resulullah Efendimiz de (asm) bu defa: "Onlar kitaplarını değiştirmişler, Peygamberlerine iftira etmişlerdir. Onlar gibi yapmayın." buyuruyor2.
İçtihad Ayrı, Değiştirmek Ayrıdır
İçtihad ayrı, kitabı değiştirmek ayrıdır. Kitaba motomot uymak gerekir. Uyamıyorsak bu günah bizde kalmalıdır; değiştirmek ve kitabı kendimize uydurmak gibi daha vahim yanlışın içine sürüklenmek tam bir felâkettir. Bu felâkete tarihte çok kavim sürüklenmiştir.
Mesela İsrailoğullarında Cumartesi günü avlanma yasağı vardı. Onlardan bazı üst düzey akl-ı evveller, deniz kenarına havuzlar yaptılar. Cumartesi günü gelen balıklar da, havuzların içine girip çıkamadılar. Pazar günü gelince de Yahudîler avlandılar. Böylece Yahudîler Cumartesi günü avlanmamış oldular; ama yasağı deldiler.