İrfan Bey: "Hazret-i Hüseyin neden şehit edilmiştir Bunun hikmet yönü nedir"
767. Yıl Dönümü
Bugün Hazret-i Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişinin 767. Yıl dönümüdür.
Hazret-i Muâviye, hicrî 50 yılında kendinden sonra halife olmak üzere oğlu Yezîd'i veliaht tayin etti ve Şam Müslüman'larının biatını aldı. Böylece; İslâm tarihinde "seçimle veya ehliyetle gelme" sistemini esas alan "hilâfetten", "babadan oğula bir soy ağacında dönüp durmayı" esas alan "saltanata" Hazret-i Muâviye ile geçilmiş oldu. Muâviye öldükten sonra oğlu Yezîd mü'minlerin başına geçti.
Ancak olaylar daha da alevlendi. Muâviye'nin kendi başına yaptığı bu atamadan sahabîler incinmişlerdi. Medîne karıştı. Hazret-i Ebû Bekir'in oğlu Abdurrahmân (ra), Hazret-i Hüseyin, Hazret-i Ömer'in oğlu Abdullah ve Abdullah bin Zübeyir (ra) de Yezîd'e bîat etmeyenlerdendi.
Yezîd gerginliği daha da alevlendirdi. Yezîd'e bîat etmeyen Kûfe'liler Hazret-i Hüseyin'i (ra) halife olarak Kûfe'ye davet ettiler. Bazı sahabîler bu davetin toplumu daha da sıkıntıya sokacağını düşünerek Hazret-i Hüseyin'in (ra) Kûfe'ye gitmemesini istediler. Fakat Hazret-i Hüseyin (ra) bu görevi kabul etti ve Kûfe'ye hareket etti.
Hazret-i Hüseyin'in (ra) Irak'a doğru hareket ettiğini haber alan Yezîd, Kûfe vâlisine Hazret-i Hüseyin (ra) ile savaşmasını emretti.
Ve artık olaylar çığırından çıkmıştı; Kerbelâ toprakları kana bulandı. Hazret-i Hüseyin (ra) de dahil, savaşanların tamamı şehid edildi. (ra)
Hazret-i Hüseyin Ahiret Hesabına Kazanmıştır
Bedîüzzaman Hazretleri; Sıffîn savaşının hilâfet ile saltanatın muharebesi olduğunu; Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin'in (ra) Emevîlere karşı mücâdelelerinin ise dîn ile Arap milliyetçiliği savaşı olduğunu, Emevîlerin devleti Arap milliyetçiliği esası üzerine kurmak istediklerini, Hazret-i Hüseyin'in (ra) de buna karşı çıktığını kaydeder.1
Üstad Saîd Nursî Hazretlerine göre, bu fâciâlar sebebiyle Hazret-i Hüseyin (ra) ve akrabası çok yüksek uhrevî netîceler ve terakkîler elde etmişlerdir. ünkü dîn nâmına hareket etmişlerdir.2
Bedîüzzaman Hazretleri, mübârek İslamiyet'in ve nûrânî asr-ı saadetin başına gelen o dehşetli kanlı fitnenin hikmet ve rahmet yönü olarak da; baharda dehşetli yağmurlu bir fırtına altında bütün bitkilerin, tohumların ve ağaçların canlanarak açılmaya ve inkişaf etmeye başladıkları gibi; sahabe ve Tabiîn'in başına gelen o fecî olayların da her biri birer çekirdek hükmündeki istidat ve kabiliyetlerin uyanmasına, "İslâmiyet tehlikededir, yangın var!" korkusu ile her taifenin kabiliyetine göre bir hizmete koşmasına vesîle olduğunu beyan eder.