Gölcük Gölü

İzmir canibinde, bir Temmuz sabahında, bütün yollar Ödemiş Gölcük'te kesildi. Yollar yukarıya aktı o gün. Ödemiş'ten Gölcük'e doğru. Yeryüzünün ağaçlarla dolu bir mezrasından, gökyüzünün yıldızlarla kaplı semasına.

Kimler yoktu ki orada, İzmir'den, Manisa'dan, Ankara'dan, Konya'dan, Eskişehir'den, Bursa'dan, Şanlıurfa'dan, Aydın'dan, Uşak'tan, Erzincan'dan, İstanbul'dan, Almanya'ya kadar... Sayamadığımız il ve ilçe varsa şimdiden özür dilerim. Cemaatimiz oraya akmıştı.

Gelen de gelmeyen de sağ olsun. Ailelerle birlikte üç yüzden fazla ehl-i hizmet orada hazır bulundu.

Gölcük'deki göl vaktiyle bir alüvyon seti ile ortaya çıkmış. Halk arasında bir krater gölü ya da tektonik göl olduğuna inananlar bulunmaktadır. Göl içindeki çamur katmanlarından yapılan analizlerde Ege Denizi'nde, Santurini Adası'nda, günümüzden 3500 yıl önce meydana gelen volkanik patlamaya ait çok ince kül partikülleri bulunması gölü daha çekici hale getirmiştir.

Gölcük gölü, Ödemiş'in en şirin bölgesinde dağların tepesinde bulunuyor.

Açık Hava Konferansı

Gölcük pikniği bizim İzmirli Nurcuların 43 yıllık geleneğidir. Merhum Mehmet Kutlular ağabey döneminde başladı. Kırk üç yıldır aksatılmadı.

Piknik alanı bol yeşilliği ile ve suyu ile meşhurdur. Risale-i Nur sohbeti dinlerken yeşillikler sizi âdeta yutar.

Alanın eksikleri mevcut olmakla beraber, piknik için görevi başında bulunan ehl-i hizmet ağabeylere teşekkürler.

Eksiklerimizi de yazalım ki, belki ilerleyen zamanlara ışık tutar:

-Öncelikle güler yüzler görmek pikniğin en şirin tarafıydı. Herkeste "Muhabbet fedaîsi olma" sırrı vardı. Teşekkürler herkese...

-Herkesin yakın tarihle ilgili değerlendirmeler dinlediği, Risale-i Nur'un bakış açısını aldığı piknik, piknik olmaktan çok bir açık hava konferansı hükmünde. Çok düzeyli ve çok ihtiyaç duyduğumuz hizmetle ilgili meseleler, duruşumuz, hal-i pürmelalimiz, ülkemizin nerden geldiği ve nereye gideceği, Risale-i Nur'un bütün sosyal ve siyasî meseleler hakkındaki fikirleri okundu ve paylaşıldı.

Konuşmacılar