Fitneler, dostluklar ve barışın önemi

Ali Aydın: "Mâide 51'de: "Ey îman edenler! Yahûdî ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa, o da onlardandır." Buyurmaktadır. Bu durumda, fert ve toplum olarak Müslümanların gayr-i müslimlerle diyalogları nasıl olmalıdır Konu ile ilgili Bedîüzzaman Saîd Nursî'nin görüşleri nelerdir"

Denge ve İstikamet

İslâmiyet ölçü ve denge dinidir, sulh ve barış dînidir. Kur'ân ifrat ve tefritten uzak bir kitaptır. "Yahudi ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin."1 Âyeti var; fakat aynı surede, "Yahudi ve Hıristiyanların yiyecekleri size helaldir.... Yahudi ve Hıristiyanların hür ve iffetli kadınlarını nikahlamak da size helal kılındı."2 Âyeti de var.

Demek bizim de dengeli olmamız ve dengeli düşünmemiz lazım. Nitekim bu âyete dayanarak Bedîüzzaman Hazretleri, "Ehl-i kitaptan bir haremin olsa, elbette seveceksin."3 Diyor.

İslâmiyet insanlar arası olumlu ilişkileri kısıtlayıcı bir hüküm getirmez.

Ancak hiç şüphesiz, âyetlerde de vurgulandığı üzere, başka dinden olanların, bizim dînimize ters düşen örf ve kültürlerini, görenek ve dalâletlerini paylaşmak ve kendi inanç değerlerimizden taviz vererek onları benimsemek tam bir cinâyettir, vahim bir hıyânettir.

Yukarıdaki birinci ayette geçen "dost olmayın" yasaklamasından muradın da bu olduğu anlaşılıyor.

"Dost Edinmeyin" Ne Demektir

Said Nursi Hazretlerine göre, "dost edinmeyin." Nehyi, bütün dostluklara kapıyı kapamak için gelmemiştir. Yani, ehl-i kitapla insanlık nokta-i nazarından iletişim kurmaya, beşerî ilişkileri geliştirmeye, fende, sanatta, ekonomide, ticarette iş birliği yapmaya âyet kapalı değildir. Zaman bir büyük müfessirdir; kaydını ortaya koysa, itiraz olunmaz. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, dînlerin hurâfe ve bâtıl inançlarını geri plâna itmiş, insânî, hukûkî ve ahlâkî değerleri ön plâna çıkarmıştır. İslâmiyet'in gâyesi de zâten budur. Demek bu âyet, Yahûdî ve Hıristiyanlarla, Yahûdilik ve Hıristiyanlık esasları üzerine kurulması muhtemel dostlukları, yani fitne ve nifak kokusu sezilen dostlukları yasaklamaktadır.

Nitekim, bir adamın iyi sıfatı ve güzel sanatı sevilir. Her bir Müslüman'ın her bir sıfatı nasıl Müslümanlık izzeti ve onuru taşımayabiliyorsa, her bir gayri müslimin dahi bütün sıfat ve sanatları kötü olmayabilir. Yani bir Müslüman'ın nasıl dîni ile bağdaşmayacak ölçüde kötü huyları olabiliyorsa, bir gayri müslimin de iyi hasletleri olabilir.