Mustafa bey: "Bir Müslüman faiz yerse ebediyen Cehennem'de mi kalır yoksa Cehennem'de cezasını çektikten sonra tekrar Cennet'e girer mi Fâizle ilgili âyetleri açıklar mısınız"
FAİZ AYETLERİ
Bahsettiğiniz fâiz âyetlerini buraya alalım: "Fâiz yiyen kimseler, kıyâmet gününde kabirlerinden şeytan çarpmış kimselerin kalkışı gibi kalkarlar. Bunun sebebi, onların, "Alışveriş de fâiz gibidir." Demeleridir. Halbuki Allah alışverişi helal, fâizi ise haram kıldı. Her kime Rabb'inden bir öğüt gelir ve o da bu öğüde uyarak fâizi terk ederse, bu yasaktan evvel almış olduğu fâizler kendisine aittir. İâde etmesi gerekmez. Onun hakkındaki hüküm, Allah'a kalmıştır. Her kim de eskiye dönüp tekrar fâiz yemeye başlarsa, işte öyleleri Cehennem ateşinin ehlidir. Onlar orada ebedî kalacaklardır."1
"Allah fâizin bereketini giderip onu mahveder. Sadakası verilen malı ise ziyâdeleştirir. Allah fâizi helâl sayan o kâfirlerden ve haram işleyen o günahkârlardan hiçbirini sevmez. Îman edip güzel işler yapan, namazlarını dosdoğru kılıp zekâtlarını hakkıyla veren kimselerin ise, muhakkak Rab'leri katında mükâfâtları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır." 2
"Ey Îman edenler! Allah'tan korkun ve eğer gerçek mü'minlerseniz, fâiz olarak kalmış alacaklarınızı terk edin."3
"Ey îman edenler! Fâizi kat kat yemeyin. Ve Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz."4
"Yahûdîlerin zulümleri, pek çok kimseyi Allah'ın yolundan alı koymaları, kendilerine yasaklanmış olduğu halde fâiz almaları ve halkın malını haksız yere yemeleri sebebiyle, daha önce kendilerine helâl kılınan temiz ve iyi şeyleri Biz onlara haram kıldık. Onlardan kâfir olanlara da pek acı bir azap hazırladık."5
AYETLER NE DİYOR
Bu âyetlerin bildirdikleri başlıca hükümleri maddeler halinde belirtmek gerekirse:
1-Bu âyetlerin hiçbirisi tövbe kapısını kapatmıyor. Bilakis, tövbe edenin ve fâiz almaktan vazgeçenin, daha önce almış oldukları fâizlerin kendisine âit olduğunu, iâde etmesi gerekmediğini, onun hakkındaki hükmün de Allah'a kaldığını bildiriyor ve fâiz yemiş olanları tövbeye davet ediyor.
2-Fâiz malın ve kazancın bereketini gidermektedir. Bu açıdan fâiz yiyenler görünüşte çok para kazanıyor gibi olsalar da, aslında çok para kazanmıyorlar, bereketsiz bir yığın toplamış oluyorlar. Bu bereketsiz yığın daha dünyada bile hayır getirmeyecek, kişinin elinden şu veya bu sebeplerle, olmadık gerekçelerle çıkacaktır. Neticede fâiz yiyicisi dünyada bile bu işlemden "hayır görmeme" cezâsına ve "zarar görme" kısmî kefâretine mahkûmdur.
3-Üstad Bedîüzzaman'ın ifâdesiyle fâiz Müslüman'a mutlak zarardır. Atâlet verir, çalışmaya şevki kırar, tembelliğe atar. Böylece Müslüman, fâiz günahının dünyevî bedelini mutlaka öder. Fâizin kap ve kapıları olan bankaların faydası beşerin en fenâ kısmınadır.6 Onların hesapları da âhirette görülür.