Ezan okunurken yemek yenir mi

Ramazan Fıkhı

Sabah namazının vakti girdiğinde yatsı namazının vakti çıkmış olduğu gibi, sahur vakti de bitmiş olmaktadır. Dolayısıyla sabah namazının vakti girdiğinde eğer yatsı namazı kılınmamışsa artık kazası kılınacaktır; eğer oruç için sahur yapılmamışsa, artık yapılmayacaktır. Çünkü sabah namazının vaktinin girişiyle birlikte oruç da başlamış bulunmaktadır.

Bu durumda, müezzinin "Allahu Ekber" dediği zaman dilimi, artık sabah namazına aittir. Artık yatsı namazı da, sahur vakti de geçmiştir. Artık sahur namına hiçbir şey yenmemelidir. Çünkü sabah namazı vakti girmiştir. Çünkü oruç başlamıştır. Oruç üç namaz vaktinde tutuluyor: Sabah namazı vakti, öğle namazı vakti ve ikindi namazı vakti. Akşam namazı vakti girmekle orucu açıyoruz, iftar hâline giriyoruz. Akşamdan itibaren yatsı namazı vakti boyunca da açık (iftar hâlinde-yiyebilir durumda) kalıyoruz. Yeni sabah namazı vakti girdiği an, yeniden niyetlenmemiz ve oruca başlamamız gerekiyor. Nitekim öyle yapıyoruz.

Müezzin sehven ezanı erken (sahur vakti içinde) okursa şüphesiz yeme ve içme kesilmez. Fakat bu bir sehivden ibarettir. Müezzin beşerdir. Sehiv yapabilir. Yanılabilir; tamam. Fakat her zaman sehiv yapacak diye bir şey yoktur. Müezzin ezanı sehiv olmaksızın pekâlâ geç de okuyabilir. Öyleyse sahur vaktinin bittiğini anlamak için ezana değil, muhakkak imsakiyeye ve saate bakmalıdır.

Bilerek veya bilmeyerek ezan boyunca yemek yemeye devam eden birisinin orucu tehlikeye girer. Yani bu kişi oruca niyetlenmemiş gibi olur. Yani kalbi niyetlense bile, fiiliyatıyla orucunu açmış olur.