Dua okuyup çalışmayalım mı

Süleyman Alıç: "Peygamber Efendimiz (asm) "Her kim, Vakıa suresini her gece bir defa okumayı adet haline getirirse, ömründe fakirlik görmez" buyurmuştur. Necm suresinde ise; "ınsan için yalnız kendi çalıştığının karşılığı vardır"1 Ve diğer ayetlerde de: "Çalışmasının karşılığı da yakında kendisine gösterilecektir."(Ayet 49) "Sonra ona emeğinin karşılığı tastamam ödenecektir!" (Ayet 41) Bu ayetlerle hadisi birleştireceğiz"

Hadis Ayete Aykırı Olmaz

Ayetle hadis hiçbir zaman çelişmez. Çünkü aynı kaynağın eseridirler. Hadisler her ne kadar Peygamber Efendimiz'in (asm) fem-i mübareğinden çıkmış olsalar da, temeli vahye dayanır. Vahiy ise Allah'ın sözleridir.

Ancak biz insanlar yanlış yorumlar yaparak onlardan bazen tenakuz çıkarırız. Söz konusu hadiste olduğu gibi.

Çalışmak ibadettir dinimizde. Dua yapmak da ibadettir; tamam. Ama dua sadece dilde kalırsa, içinde ihlas olmazsa, Allah rızası için yapılmazsa, dünyevi bir menfaat gözetilirse, kabule karin olur mu Dua ihlas derecesine göre kabule yaklaşır.

Öte yandan duanın da, ibadetin de gayesi ahirettir. Dünyada çok kazanmak değil!

Elimiz Kolumuz Tutarken

Bir şeyin olmasını istersek çalışmamız şarttır. Çalışmadan bir işin olmasını beklemek makbul değildir. Çalışarak elde etmemiz gereken bir meseleyi dilden dua okuyarak elde etmek istemek emredilmiş bir şey de değildir. Zengin olmak için de sadece vakıa suresi okumak emredilmiş değildir.

Vakıa suresini okumak şartlardan sadece birisi olabilir. Ama bu tek şart bize çalışmayı ihmal etmemizi emretmez.

Eli kolu tutan, ayağı yürüyen, kafası işleyen, gözleri gören birisinin, sadece vakıa suresini okuyup oturup beklemesi esasen tevhid inancıyla da örtüşmez. Çünkü o zaman Allah'ın şunu sorması hakkı değil midir: "Kulum; çalışmayıp da oturacak idiysen, eğer bir işlevleri yok idiyse, elini kolunu, ayağını, gözünü, aklını neden yarattım Sadece dil yaratsam olmaz mıydı"

Evet, sadece dili olanın, eli ayağı tutmayanın, çaresiz olanın, bütün imkanlarını seferber etmiş olanın, gerektiği gibi çalışmasını yapanın, oturup vakıa suresini okuması elbette kendisine -inşallah- ummadığı kapılar açar.

Ama yapabileceklerin yapmayıp ihmal eden birisi için aynı şey söylenemez.

Fiilî Dua Yapalım

Üstadımız böylesi durumlarda bize şahane bir formül öğretiyor: Duayı ikiye ayırıyor: