Cumhuriyet üzerine

Dün Cumhuriyet Bayramıydı

Cumhuriyet cumhurundur, yani milletindir. Halkın doğrudan ve hiçbir aracı kullanmadan, kendi gücünden başka hiçbir güce izin vermeden, kendisi yönettiği idareye cumhuriyet deniyor.

Bu yönetimde halk yöneticisiyle yönetileniyle eşittir. Üst'ün emir verme hakkı varsa,

alt'ın da eleştirme hakkı vardır. Kanunlara uymayan emirleri eleştirir. Doğrusunu arar ve doğrusunu yapar.

Cumhuriyet veya demokratik cumhuriyet ismi yaşadığımız asırda devletlerin adeta ek ismi olmuştur. Fakat ek isim yetmiyor, tam isim de yetmiyor. Adı cumhuriyet olan nice yönetimler gerçekte cumhuriyetle değil, tek kişi veya zümre hakimiyeti ile yönetiliyor.

Yani kimse ağzını açamıyor. Konuşamıyor. Yasak çünkü.

İslâm'da sağ duyulu ve iyi niyetli olmak kaydıyla, konuşmak yasak olmadığı gibi eleştirmek de yasak değil. Çünkü eleştirmek insanı da, toplumları da yükselttiği gibi konuşmak da geliştirir.

Seni dinlemiyoruz!

Hazret-i Ömer (ra) İran seferinden sonra ganimet olarak bol miktarda kumaş getirmişti. Sefer dönüşünde kumaşları sahabelere eşit hisselerle dağıttı. Fakat kimseye tam bir hırka çıkmadı. Hazret-i Ömer'in (sa) oğlu Abdullah, kendi hissesini de babasına verdi ve babası bu iki hisse ile kendisine tam bir hırka yaptırabildi.

Cuma günü yeni hırkasıyla halkın huzuruna çıkan Hazret-i Ömer: "Ey Mü'minler! Beni dinleyin ve itaat edin!" demişti ki, halkın arasından bir ses yükseldi:

"Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyoruz ve sana itaat etmiyoruz ya Ömer! Çünkü dağıttığın ganimetten biz birer elbise yaptıramadık. Görüyorum da, sen üstüne tam bir elbise yaptırmışsın!"

Bu az bir itiraz değildi. Bir saygısızlık değildi. Halife Ömer, oğlunu gösterdi. Oğlu tam hırka için kendi hakkından verdiğini izah edince, adam sustu.

Adam, hak istiyordu. Adalet istiyordu. Karşısındaki Halife Ömer de olsa, susmadı.

Ve gerçeği öğrendi.

Cumhuriyet esasları

Anlaşılıyor ki, yeri geldiğinde "susmama", hakkı söyleme rejiminin adı demokrasidir, cumhuriyettir. Şüphesiz "susmama" hakkı varsa, bu bir müsbet rejime dönüşür. Kastımız, hakkı olmayanın susmaması değildir. Hakkı olmayan kişi susmaz ise, tabiî ki susturulur. Bu, Cumhuriyete aykırı değildir.