Bin ihlâsı unutmayalım
Abdullah bey: "Arefe gününde bin ihlas okuyoruz. Her ihlas suresini okurken besmele çekmeli miyiz yoksa bir defa besmele okusak yeter mi"
Mazlumlar Bağışlandı:
Abbas bin Mirdas es-Selemî radiyallahü anh bildirmiştir: Resûl-i Kibriyâ Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, Arefe günü akşamı Arafat'ta ümmeti için mağfiret duasında bulundu.
Ona şöyle denildi: "Zâlim müstesnâ onları bağışladım. Çünkü ben mazlumun hakkını zâlimden şüphesiz alırım!"
Peygamber Efendimiz (asm): "Ey Rabb'im! Eğer dilersen mazlûma hakkını Cennetten verir ve zâlimi bağışlarsın." Diye duâ etti. Fakat o akşam bu duâsına cevap verilmedi. Sonra Resûl-i Ekrem (asm) Müzdelife'de sabahladı; bu duâyı tekrar tekrar yaptı ve duâsı kabul olundu. Sonra Resûlullah Efendimiz (asm) sevincinden gülümsedi.
Bunun üzerine Hazret-i Ebû Bekir (ra) ve Hazret-i Ömer (ra) sordular: "Babam ve anam sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Bu saatte gülmezdin. Seni sevindiren şey nedir Allah seni hep sevindirsin!"
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm): "Allah benim duâmı kabul buyurmuş ve ümmetimi bağışlamıştır. Bunu öğrenen şeytan da toprağı alıp başına dökmeye ve "Mahvoldum! Helâk oldum!" diye bağırmaya başlamıştır. Onun bu sabırsızlığı ve üzüntüsü beni güldürdü." Buyurdu.1
Teşrîk Tekbîrleri başlıyor:
Teşrîk Tekbîrleri Arefe günü sabah namazından itibaren başlıyor. Bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar her farz namazın hemen ardından devam ediyor. Her Müslüman için vaciptir. Namazını cemaatle kılan da, yalnız kılan da, kurban kesen de, kesmeyen de, seferî olan da, olmayan da, kadın veya erkek tüm Müslüman'lar Teşrîk Tekbirleri getiriyorlar.
Teşrîk Tekbîrleri, Farz namazdan selam verdikten hemen sonra araya hiçbir söz karıştırmadan, "Allâhü Ekber, Allâhü Ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü Ekber, Allâhü Ekber Ve lillâhi'l-hamd" diyerek getirilir.
Mânâsı: "Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Hamd yalnız Allah içindir."
Bin İhlâs-ı Şerîf
Gerek fert, gerek toplum, gerekse İslâm âlemi olarak, maddî ve mânevî dertler yumağı içerisinde yuvarlanıp gidiyoruz. Gün geçmiyor ki, ağzımızın tadını bozan ve bizi tokatlayan bir imtihan külçesi ile karşılaşmayalım. Duâya çok ihtiyacımız var. Allah'ın kulu olduğumuzu ikrâr etmeli; fitnecilerden, fesatçılardan, hasetçilerden, şeytanlardan, dünyanın türlü belâlarından ve musîbetlerinden Allah'a sığınmalı ve Allah'tan imdat istemeliyiz.