Ahiret âlemlerine bakan yıldızlar

Orhan Alagöz: Münacat:10 "Ahiret âlemlerine bakarlar ve vazifesiz değildirler Ne demektir

Âlem-i ahiret nerededir

Peygamber Efendimiz (asm), "Semavat, dalgaları durulmuş ve karar kılmış bir denizdir." buyuruyor.1 Semavatın ön perdesi gözümüzün görebildiği durulmuş göklerdir. Ya arka perdesi neresidir Semavatın arka cephesinde veya bize görünmeyen arka derinliklerinde hangi âlemler vardır

Âlem-i berzah nerededir Âlem-i ahiret nerededir Âlem-i misal nerededir Âlem-i melekut nerededir Âlem-i gayb nerededir

Anlaşılan, bütün bu âlemler bizim hiç de uzağımızda değillerdir. Ancak bizim görüş ufkumuzun dışındadırlar. Gözümüzün görme alanı sınırlıdır.

Mesela Cebrail Aleyhisselam Peygamber Efendimiz'in (asm) yanına geldiklerinde bazen Hazret-i Hasan ve Hüseyin Efendilerimiz de iki küçük çocuk olarak orada bulunurlardı. Cebrail Aleyhisselam Hazret-i Dıhye suretinde geldiği zaman, onu gerçekten Dıhye sanırlardı. Bir defasında ellerini Dıhye'nin ceplerine attılar. Resulullah Efendimiz (asm) buyurdu ki

"Seni Dıhye sandılar. Dıhye mutlaka onlara cebinde bir şeyler bulundururdu."

Cebrail Aleyhisselam da elini uzatarak Cennet'ten yeşil üzüm ve kırmızı nar almış ve Hasan ve Hüseyin Efendilerimize ikram etmişti.

Bu hadisten anlaşılan, Cennet bir el uzatım mesafesindedir. Ama Cebrail'e göre. Şimdilik bize göre değil.

Yıldızların ahireti görmesi

Bediüzzaman Hazretleri, ahiret âlemlerinin yıldızları olan Cennet'ten ve Cehennem'den, maddî bir boyuttan bahseder gibi bahsediyor. İşte bazı cümleler:

"Bir yıldız olan güneşimizin seyyarelerinde ve zeminimizdeki vazifelerinin delâlet ve ihtarıyla güneşin sâir arkadaşları olan yıldızların bir kısmı ahiret âlemlerine bakarlar ve vazifesiz değiller; belki bâkî olan âlemlerin güneşleridirler."2

"Saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübrayı elektrik lâmbalarının fabrikasının kazanı hükmüne getirip ahirete bakan semanın yıldızlarını onunla iş'âl etsin, hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennetten yıldızlara nur verip, Cehennemden nar ve hararet göndersin; aynı halde, o Cehennemin bir kısmını ehl-i azaba mesken ve mahpes yapsın."3

Yıldızların bir kısmının ahiret âlemlerine bakması, bazı yıldızların ahiret âlemlerinin güneşleri, yıldızları olmalarından kinayedir.

Yukarıdaki ikinci cümleden daha farklı manalar çıkarmak da mümkündür: Yıldızlar nur ve aydınlığı, âlem-i nur olan Cennetten alıyor, nar ve harareti ise Cehennemden alıyorlar. Cehennem-i kübra elektrik lambalarının fabrikasının kazanı hükmünde, yıldızlara ateşi ve sıcaklığı veriyor. Cenab-ı Hak, ahirete bakan yıldızları Cehennem'in ateşinden yakıyor, Cennetten de yıldızlara aydınlık alıyor.