Bizdeki 12 Eylül olmasaydı, ABD'deki 11 Eylül olur muydu

Global Marksistlerin tarihe ve töreye düşmanlıklarının bir sebebi de, işledikleri cinayetlerin hatırlanması değil mi

Onlar her şeyin geçmişine ve tarihine düşmandırlar. 12 Eylül ihtilâli dosyalarının yeniden açılmasına karşı oldukları kadar, global 11 Eylülün tekrar konuşulmasından da rahatsızlık duyuyorlar. İnsanlığın kaderinde önemli kırıklıklar oluşturmuş, fıtratın istikametini bozmaya yeltenmiş ve tüm insanlığı "modern köleliğe" sevkeden ihtilalcilerin mahiyetlerinin ortaya çıkmasından endişe duyduklarından; ne 11 Eylül'ü ve ne de 12 Eylül'ü asla konuşmak istemezler. Fakat biz, insaniyet düşmanlarını keşfetmek için konuşacağız. Tıpkı Kur'an'ın, tevhide isyan etmiş kavimleri paradigmalarıyla bize ders verdiği gibi...

Neocon-Neoliberal ittifakının Türkiye Kemalistlerine yaptırdığı 12 Eylül ihtilaliyle, ABD'de Yeni Muhafazakâr Marksistlerin uçakları kullanarak gerçekleştirdikleri 11 Eylül cinayetlerini karşılaştırmak doğru olur mu Bize göre bu iki hadise birbirilerini tamamlıyor. Zahiren yirmi sene sonra meydana gelen "İKİZ KULELER" faciası neticeleriyle çok geniş ve büyük görünse de, önem ve çekirdek yapısı cihetiyle 12 Eylül ihtilâli daha ehemmiyetli. Belki de; 11 Eylül'ü kullanarak; ihtilâl, işgal, tedhiş ve iç savaşlara, ABD ve Büyük Britanya bayrakları altında giren Neoconların esas çekirdekleri, Kemalist 12 Eylül 1980 hadisesidir. Bu zamanın siyasetçileribürokratlarınca tüm boyutlarıyla bilinmeyen ve galip cereyanların modern sansürüyle mahiyetleri zamanımızın genç kuşaklarından kaçırılan söz konusu ihtilâllerin tetikledikleri felaketi, köşe yazılarıyla anlatmak hiç de mümkün değildir. Büyük araştırmalara ve kitaplara ihtiyaç duyan bu önemli çalışmayı, hem Türkiye medyası ve hem de ABD medyaları olabildiğince karartmaya çalışıyorlar. Günümüzdeki global hegemonyacıların ücretli uşakları, kraldan ziyade kralcı hareketleriyle, geçmişteki bu faciaların faillerini, cinayet biçimlerini, maksatlarını ve devam eden programlarını kendilerince örtüyorlar. Bizdeki 12 Eylülün unutulması ve mahiyetinin anlaşılmaması için çalıştırılan ANAP ve AKP deki ekiplere, bir de bu açıdan bakmak gerekiyor. Neoliberallerin kırk sene önceki programlarının tıkır tıkır işlediğini, bu Türk-İslam sentezli aynalardan daha rahat teşhis edebilirsiniz.

Ya Amerika'da... Bu hususu; o kıtada Neocon-Neoliberal ittifakı karşısında mücadele eden ilim adamlarının ve münevver yazarların kalemlerinde taakip etmemiz, bizi daha aydınlatıcı noktalara taşıyabilir.

12 Eylül ile 11 Eylül irtibatını kuramadıklarından bizi tenkit eden okuyucularımıza da hak veriyoruz. Elbette bu iki hadiseyi irtibatlandıracak yüzlerce resim ve haberi de önünüze koymamız gerekiyor. Eğer Rockefeller 'in kontrolündeki Google'da silmemişlerse, gerekli bilgi ve belgeyi bulabileceğinizi ümit ediyoruz. Önceki yazılarımızda da işaret ettiğimiz üzere; 12 Eylül'ün ABD' de plânlandığını, Özal ve Prenslerinin hosnitasyon için belli aralıklarla orada eğitime tabi tutulduklarını, AKP'nin kuruluş aşamasında Türkiye'ye taşınan ABD'li ekiplerin buradaki uzun görüşmelerini, bilhassa dindar cenahta temayüz etmiş kişilerle ittifaklarını, REFAH'ın kapatılmasının arkasındaki hakikatleri, İstanbul Belediyesi binasından SARAY cezaevine uzanan seremonilerin hikâyelerini ve daha sonra bu halkayı taakip edecek yüzlerce Neoliberal patentli halkaları, internet medyasından veya gazete arşivlerinden bulabileceğinize inanıyoruz.