Birinci ve İkinci Avrupa arasındaki cepheler ısınıyor, farkında mıyız

Her şey değişti ve değişmeye devam ediyor. Bu gün dünden o kadar farklı kiBırakalım büyük şehirleri, köy ve kasabalarından kırk-elli sene önce ayrılmışlar, ocaklarının yollarını çıkaramıyorlar. Köyden ta dünyanın metropollerine... Sür'atli ve dehşetli bir değişim. Bizi şaşkına çeviren büyük inkılâbın fizikî mekânlardaki yansımasına işaret edenler; medeniyetin bütün şubelerinde, kültürlerin bütün renklerinde ve hatta insanların kaygı ve hallerindeki ürkütücü değişimi gösteriyorlardır. Dünkü dünyamız küçülerek kayboldu. Büyük devletleri, milletleriyle birlikte gitmişler. İster gözümüzü aklımızla birlikte açıp farkına varalım veya varmayalım, değişir mi, netice... Artık Amerika Kıt'asının eski ABD'si yok, Avrupa'nın Büyük Britanya'sı, Fransa'sı veya Almanya'sı metropollerinde korudukları birkaç antika eserle "dünkü kimliklerini muhafaza" derdine düşmüşler. Dünün inatçı İslâm düşmanı Rusya'sını arayan gazeteciler, anlaşılmaz haberlerle dönüyorlar. Ve küresel eşkıyaya kaptırdığı bağımsızlığından, halkları inim inim inleyen Çin de yok. Dünya siyasetini takip eden yorumcuların, bu millet ile alâkalı hangi yorumu doğru çıkıyor ki... Değişim her yerde ve her karede... İklim değişikliği üzerinden "münafıkça siyaset üreten YEŞİLLER'in" anlattıklarından hangisi doğru, Allah aşkına... İklimde, bitki örtüsünde, ağaçlarda, hayvanlar âleminde ve deryalardaki değişimi; "DEĞİŞİMİN SAHİBİNİ" tanımadan takip edenler, hep kaybediyorlar, bu gün. Değişim; savaş-barış, fayda-zarar, doğru-yanlış, zulüm-adalet, cehalet-ilim, diktatörlük-demokrasi, hürriyet- istibdat ve insan-hayvan mefhumlarında da büyük boyutlarıyla kendisini gösteriyor. Hayata ve olaylara bu büyük değişimin fıtrî penceresinden bakamayanlar hem kendilerine ve hem de tesir sahasındaki her şeye büyük zararlar veriyorlar. Merkezinde insan bulunan kâinat ve dünyamızdaki büyük değişimi doğru okuyup takip etmenin -bize göre- biricik yolu var... Her şeyi yaratan, her şeyin dizginini elinde tutan ve işleyiş programları yanında olan yaratıcıyı bilmek, tanımak ve bize gönderdiği mesajı dikkatlice okuyup olan-biteni bu çerçevede değerlendirmek. Yani inanmak veya inanmamak... Üçüncü bir alternatifi var mı Yukarda değinmeye çalıştığımız "Büyük Değişim" de bizi bu neticeye götürüyor. Evet, inanmak veya inanmamak... Bu büyük değişimi ıskalayanlar yalnızca inanmayanlar değil, elbette... Bakışları geçmişe takılmış nice Müslümanlar var ki, büyük değişimden habersizce cihanı kurtarma derdine düşmüşler. Günümüz insanından zamanın ileri teknolojisine, en küçük toplumundan en büyük devletine ve kendisine saldıran koronadan, ta en büyük dinsizlik cereyanına kadar hiçbirisini tanıyamadan cenk meydanına çıkmışlardan bahsediyoruz. Allah'ın mesajına bağlı ve hürmetkârlar iken, Kur'ân'ın Büyük Değişimin kodlarından haber veren âyetlerin tefsirlerinden habersiz kalmışlar. Bazen yalın cehalet, bazen tarafgirlik, bazen inat ve bazen de menfaatin; zihinlere girişini engellediği hakikat güneş gibi parlıyorken, onlar gözlerini kapatarak "hayâl âlemlerine" dalıyorlar... Gözlerini açtıklarında ise, farkına varmadan deccaliyet veya süfyaniyetin dolmuşlarına binerek hedefe varacaklarını umuyorlar. Mübalâğa etmiyoruz. Hususî olarak kimseye söylediğimiz bir şey de yok. Fakat şu son otuz-kırk sene zarfında meydana gelmiş hadiseleri şahit göstererek diyoruz ki, bu tesbiti isbat sadedinde yüzlerce delili bir çırpıda sunabiliriz. Değişimi, hakikati ve doğru kararı vermede öyle gecikiyorlar ki; ne ümmete, ne kendilerine ve ne de insanlığa bir faydaları dokunmuyor. İşte Balkanlar. İşte Kafkaslar'daki düşman destekli mücadeleler, işte Körfez savaşları, işte Barzanistan, işte Arap Baharı. İşte Libya. İşte Hür Suriye Ordusu ve içinden bir türlü çıkamadığımız Suriye Savaşı gibi daha nice olaylardaki yanlış kararların çetelesini, medyanın arşivlerinden gösterebiliriz. Değişimi anlayamayan veya İnsanlığın aleyhindeki paradigmalarla dünya hadiselerini değerlendirenleri, yeri ve zamanı geldikçe; insaniyete, demokrasi ve semavî dinlere karşı giriştikleri taarruzlarından okuyucularımızı haberdar etmeye