Bize göre Ukrayna Savaşı ile Gazze Katliamı kısmen vuzuha kavuştuğundan, artık üzerinde durmak istemiyoruz.
Haricî dairedeki hadiseleri, Bediüzzaman'ın temel paradigmaları dışında tahlile çalışanların analizlerini, zaman nakzediyor. Kiev ile Filistin'deki yangınları çıkaranların, Neokonservatistlerin (Troçkistlerin) içindeki Yahudi asıllı aktörler olduğunu herkes kabullenmiş görünüyor. Özellikleri ihtilâl çıkarmak, yağmalamak, tahrip, kaos, yoldaşlarına menfaat ve fıtratı bozmak olan bu cereyanın beyin takımını Yahudiler oluşturur. St. Petersburg İhtilâli'nde olduğu gibi. Günümüz Neoconlarının temayüz etmiş liderlerinin Yahudi oldukları gibi. 2014 Maidan İhtilâli'nin ekseri kahramanları, Soros'un finanse ettiği bütün renkli devrimlerin organizatörleri, Ukrayna'dan aldıkları meşale ile Tiflis'i yakmaya çalışan Saakaşvili ile Salome Zurabişvili gibi dışardan Gürcistan'a monte edilen cumhurbaşkanları, hep Küreselcilerin tetikçiliğini yapan Yahudi kökenlilerdi. Tıpkı Zelensky ve ekibi gibi...
Zayıf muhakemeliler, şu satırlarla antiseminist davrandığımızı zannedeceklerdir. Kastımız; Henry Kissenger gibi dünyayı fesada veren Leo Strauss'çuların, fakat Yahudiliklerini avantaj olarak kullananların demokrasiye ve barışa verdikleri zararı okuyucularımıza göstermektir. Tıpkı İsrail başbakanı Netanyahu ve ekibi gibi... Sözünü ettiklerimizde Neoconculuk kimlikleri, Yahudilikten önce ortaya çıkar. Bazen her iki kimliği de kullanabilirler... Meselemiz, tarih boyunca savaşta, ihtilâlde, kaosta ve kargaşada inat edenlerin inkâr-ı ulûhiyetçiler olduklarını sizlere hatırlatmaktı. Menfaat söz konusu olduğunda; Burjuvazizm, kapitalizm ve liberalizm farkı gözetmeksizin ittifak ile dünyayı ateşe verirler. Tıpkı Ukrayna'da olduğu gibi...
Neoconlar 2004'te sinsice Rusya'yı çevrelemeye çalışırlarken Ukrayna Savaşını hazırladılar... Bir taş ile nice kuşlar... En büyük düşmanları olan AB'yi dağıtmak... Ukrayna topraklarını tam manasıyla kontrollerinde tutmak... Devlet olarak engel gördükleri Rusya'yı parçalamak... Ortadoğu'daki ve Afrika'daki projelerine çomak sokan Putin'i cezalandırmak, AB'ye yeni katılmış Doğu Avrupa ülkeleri üzerinden bölgeyi idare edilemez hale getirmek (rüşvetler, suistimaller, AB'ye ihanetler ile). Neoconları tanımadan, BOP'un karşısına dikilen Rusya hakkında Said Nursi'nin tespitlerini bilmeden, Marksist sosyal münafıkların İran hakkındaki menfi propagandalarını sorgulamadan, küresel savaş lobisinin Beşşar aleyhinde söylediklerini doğrulayarak meseleye girenleri, zaman tekzip etmiştir.
İslâm "barış" manasına geldiği gibi, hayattaki prensibi sulhtur. Said Nursî; Risale-i Nur'u, barışın sembolü Hz. Hasan'ın (ra) devamı ve takipçisi olarak tanıtır. Hıristiyanlık için de barış çok önemlidir. Hıristiyanlar, Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarıyla doksan milyon insanın mahvına yol açan materyalizmin karşısında, köklerini demokraside ve dinde bulan AB'ye bir barış projesi olarak bakarlar. İşte ABD ve İngiltere adına AB'ye düşmanlık edenler oralardaki halklar değil, organize olmuş küresel dinsizlik cereyanlarıdır ki, maalesef Ukrayna Savaşı'yla birliği işgale kadar gittiler (Sekreter Ursula von der Leyen ile Merkez Bankası başkanı Christine Lagarde gibi)... Temelde hem Müslüman devletler, hem de Hıristiyan halklar barıştan yana oldukları halde, savaşta ısrar edenleri blok halinde deşifre etmeden bu insaniyet düşmanları dünyamızı yakmaya devam edecekler... İşte AB'nin kuruluş felsefesine inanmayan Marksist/emperyalist liderler, işte Zelensky, işte Netanyahu... ABD'deki silâh lobilerinin emrinde savaşı devam ettirmek istiyorlar... Ukrayna Savaşı'nın otuz yıllığına planlandığını, medya yazmıştı. İsrail üzerinden Batı Asya yangın yerine çevrilecekti. Geride kalmış Irak, Suriye Ve Libya felâketlerini saymıyoruz.