Küçük kıta'da panik ve dünyada şaşkınlık ABD ve AB
Birçok münasebetlerle iç içe geçmiş iki kıtada milletlerdeki şaşkınlığın sebebi yalnızca, yalnızca Trump'ın üslubundaki ürkütücülük olmamalı. Son yarım asırda olan-biteni fıtrî zannetmiş halkların gelişmelerden bir şey anlayamamaları da şaşkınlığı arttırıyor.
Bediüzzaman'ın, Kur'ân ve Sünnet tezgâhında hazırladığı Ahirzaman haritasını bilip, gelişen olayları bu temelde takip edenlerin sekineti de diğer dindarları hayrete düşürüyor.
Gelişen olaylar, Bediüzzaman'ın tefsirindeki ölçülerin sağlamasını bir kez daha gösterdi.
Önce şunu kaydedelim: Birinci Dünya Savaşı'nın neticeleri, dünyamızın iki kutupluluğunu doğurmuştu. İkinci Dünya Savaşı bu hakikati daha belirgin hale getirmişti. Komünist ve istibdada dayanan, semavî dinler karşıtı dünya ile demokrasiyi ve insaniyeti esas alan, semavî dinlere sahip halkların dünyası... Bolşevikliği veya komünistliği esas alanlar, mahiyetlerini dünya kamuoyundan gizlemek için mütemadiyen kimlik ve format değişikliğine gittiler. Bu tahribatçı dinsizlerin insanlığı aldatmak için büründüğü yeni kıyafetleri, bu sefihlerin bozgunculuklarını örtemediğinden, gecikmeli de olsa onların mahiyetlerinin anlaşılmasını sağladı. Dünün komünist ve Marksist sosyalistleri, üstadları Henry Kissinger ile Karl Popper'ın düşünce kavşakları olan Davos koordinasyon merkezinin teşkilinden sonra, 1970'lerden itibaren Neoliberal ve Neocon kimliğiyle piyasaya çıktıklarında, neredeyse kendilerini ilâh ilan ediyorlardı. Daha sosyal ve liberal görünümlü münafık Marksizm, sivil ihtilâlleriyle Enternasyonalcilerin önüne geçmişti. Lenin'in kızıl renginin yerine yeşil ve turuncu gelecekti. Bunların bazı projelerini de gördük.
Yeni Amerika Yüzyılı...
Kültürler Savaşı...
Büyük Ortadoğu Projesi...
Arap Baharı ve yeniden dizayn...
Karbon salınımı, karbon ayak izi ve yeni hayatı yeniden biçimleyen İklim Konferansları..
Mülkiyetin belli merkezlere transferi ile insanların ekonomilerini tek yere bağlamak...
Bankalar üzerinden tüm insanların malî durumlarını kontrol ederek, onları puanlama ile Çin'de olduğu gibi kontrol etmek...
Yukarıda yazdıklarımı bir Neoliberale söyleseniz, sizi komplo teoriciliğiyle itham edip, söylediklerinizi inkâr edecektir.
Bu yalanları, deneyleri olan COVID-19'u gizleyemediği gibi; akıllı şehirler projesi, dünya tarım arazilerinin belli ellerdeşirketlerde toplatılması meselesi, tohumlara müdahale, gökyüzünü ilâçlama, önceden çeşitli vesilelerle şehirlere topladıkları insanları meskensiz ve gıdasızlıkla kontrol projelerini ki bunların hemen hepsinde AKP hükümeti sadakatle çalışıyor inkâr ettirmeye asla yetmiyor. Bu önemli konuyu; AKP'yi, ABD'li Neoliberaller ile bir araya getiren Cüneyt Zapsu, çoğu araştırmacıdan daha iyi bilir. Zira 1992'den itibaren, Henry Kissinger'ın talebesi Klaus Schwab ile beraber çalışıyorlar.
Bu uzun girizgâhın sebebini sorarsanız, Bediüzzaman'ın Kur'ânî paradigmalarıyla cevap veririz. Yani, devletler-milletler savaşının yerini sınıf savaşları aldığına göre; istibdadın tarafında durup dinsizliği, ahlâksızlığı, mülkiyetsizliği, daimî çatışmayı ve adaletsizliği esas kabul edenlerle; karşılarındaki hürriyetçileri, demokrasi taraftarlarını, gelenekçileri, fıtratçıları, aile ve semavî din mensuplarını kalın çizgilerle birbirinden ayırmamız gerekiyor. Gel gör ki; Türkiye'deki Kemalizm'e dışarıdaki Neocon-Neoliberal ittifakı kuvvet verince, ülkemizdeki yüz yıllık kimlik kargaşası, nifak ve düşman tanımındaki zihnî müşevveşiyet bu defa globalleşti.