AKP terörsüz Türkiye'yi istemiyor, konuşuyor

AKP'nin 12 Eylül Partisi olduğunu kabul eden ve bu ihtilâlin mahiyetini bilenler, yazdıklarımızı daha rahat anlayacaklardır.

Anarşiyi bitirmeyi müdahalelerine sebep sayan cuntanın, 12 Eylül Sürecinde sağ, sol ve Hizbullah/İran formatlarında başlattığı ve geliştirdiği terördeki kayıpların bilançosunu kaynaklardan okuyanlar da, terörün ANAP'taki gibi AKP'de de bir iktidar olduğunu göreceklerdir. Terörsüz Türkiye'yi ilk seslendirdiklerinde, milletin menfaatine azıcık ümitlenmiştik. Bu yoldaki kılavuzların Marksistler olduğunu; sağcılara ve dindarları kapsamadığını okuyunca da endişemizi yazdık. Maalesef 12 Eylül'ün muhafızları veya demokrasi karşıtları inatlarından vazgeçmiyorlar: Demokrasimize ve millî varlığımıza ihanet etmiş tüm terör örgütlerini (ASALA, PKK, DEAŞ ve diğer Marksist terör örgütleri) uzlaşma masasına Cumhur İttifakı adına davet eden hükümet; sağdaki yapıları ve cemaatleri yok sayıyor.

2004 yılında Nurcularla ve Süleymancılarla mücadele edeceğini taahhüt altına alan bu hükümet değil mi

Beraberce yola çıktıkları ve çocuklarını servetleriyle teslim ettikleri Gülen Hareketini de buraya çağırmıyor. Bugün için birlikte hareket ettikleri Marksist Kemalistler, AKP'yi zayıf gördükleri yerde; onların kararlarıyla mahkum etmeyecekler mi 12 Eylül sürecinin 28 Şubat etabı ortada... AKP'nin idarecilerinin kahir ekseriyeti düne kadar Gülenle beraberlerdi. Şayet barış veya demokrasi için mutabakat olacaksa; süreç içinde ötekileştirilen ve zararlı gösterilen tüm cemaatlerin bu masaya davet edilmesi gerekmez mi

Bediüzzaman'ın ezberlenmesi gereken cümlesi; siyasette lafız, bazen mananın zıddıdır. Terörsüz Türkiye'yi istemek 12 Eylül'ün ruhuna aykırı olduğu kadar, demokrasiden ürken AKP'nin icraatlarına da aykırıdır. Soros'un Açık Toplum Enstitüsü ve Avrupa Yeşillerinin organize ettikleri vakıflar kanalıyla Marksist Kürtleri teşkilâtlandıranların başında TESEV gelmiyor muydu

İsterseniz bu meseleyi, sırra kadem basmış Nimet ubukçu Hanımefendiye sorarsınız. Meclis tutanaklarındaki ikrar/itiraflarını tekrar etsinler.

Önemli bir mesele daha kaldı. Terörsüz Türkiye'yi AB ile savaşarak devredışı bırakan,

Ülkeyi bu defa ekonomi cihetiyle IMF yerine Londra'ya bağlayan,

Arap Dünyasındaki üç küsur milyon masumun Neoconlarca katledilmesine gözyuman,

AB'nin para birimi Euro ile mücadele ile Türk Lirasını perişan eden,

Barzanistan'ın başına belâ yüzbinlerce Marksist teröristi topraklarımız üzerinden Suriye'ye taşıyan,

Libya'nın parçalanması için Neoconlara bavullar dolusu dolar gönderen,