Başkanlar da virüse yakalanır..

Aşılı olmaları, kişisel korunmalarında bilgili, bilinçli önlem almaları yetmiyor. Başkanlar da virüse yakalanıyor..Çok ağır geçirdiği için öncelikle Saadet Partisi Başkanı Karamollaoğlu'na geçmiş olsun dileğimizi ileterek başlayalım.. İYİ Parti Başkanı Meral Akşener ile devam ederek en son AKP Genel Başkanı, Partili Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile, Genelkurmay Başkanımız, virüse yakalanan bakanlarımız, eşlerine dönük ortak geçmiş olsun dileklerimizi paylaşalım..Dünyanın halen şekil olarak demokrasinin geçerli olduğu ülkeleri ile sivil-askeri diktatörlükler içerikli otoriter yönetimlerinin, ekonomik-askeri güçler donanımlarıyla güçlü, güçsüz oldukları ülkelerin pek çoğunda yaşanan örneklerin çokluğunu şöyle bir anımsayalım.. Sayılamayacak kadar çok örneğinin kaçınılmaz olduğu gerçeği ile yüzleşmedik miEn korumalılar korunamadığına göre, en korumasızlarımızın vay haline Garabet, en korumasızların yaşam çaresizliklerinin ağır yükleri altında, en korkusuzluğa, kahramanlığa oynamak zorunda kalmalarında değil mi"Sık sık kameralar karşısında kendi yaşam gerçekleri üzerinden yaşadıklarını anlatmak zorunda kalanların vay hallerine" diyorsak da bir yayından bir yayına geçişlerin hepsinde birden, günler, aylardır aynı gerçekler üzerinden söylenenler ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz.. Plak takılı kalınca, çaresizlikten, çaresizliğimizden bunalmış olarak, biraz nefes alabilmek üzere, gülmeceye yer veren sanatçıların emeği yayınlara geçiş yapmaya kalkıştığımızda, onları hedef alan ağır suçlamalar, hakaretler, tehditler ile yüzleşiveriyoruz..Sanatın her dalından önde isimlerimiz, en yetkin ağızların, otoriterliğinin simgesi büyük başların diline dolanmışlar, hakaret, tehdit, hem de yargı eşliğinde cezalar, bedel ödetilenler olarak başı çekiyorlar.Bizim, çok çok büyük çoğunluğumuz, mağdurlarımızın, en ağır yoksunlaşma, yoksullaşma altında ezilenlerimizin savunucularını korumak, sahip çıkabilmek hak götüre, ödetilen haksız hukuksuz bedellerin seyircisi konumuna düşüveriyoruz. İç en üst yargı kurumlarının hakkı teslim etmiş kararları hak götüre, uluslararası hukukta uymakla yükümlü olduğumuz evrensel yargı kararlarına da kulak asılmıyor. Vitrin üzerinden bir etkin tehdit, şantajın altında ezilmemiz programlanmış oluyor. Nereye kadar sorusunun yanıtının ancak ilk sandıkta verilebileceğinin inancı ile isterseniz tespihi onların ellerinden alıp sabır adına biz çekelim mi Ne dersinizBizim izleyebildiğimiz kadarı ile, çok övünülen, bağlılık yeminleri edilen Osmanlı'nın kuruluşu, İstanbul'un fethinden günümüze bu topraklar üzerinde eleştirinin, isyanın, başkaldırının simgesi sanatın, kara mizahın dünya ölçeklerinde başarıda ön saflarda yer alması elbette toplumsal yeteneklerimizin çokluğu ile değil sadece, yaşamın dayatması, toplumsal karşı duruşun tek aracı olabilmesi ile ölçülebilir bir gerçeklik..Çizgiden tiyatroya, müziğe, şiire, plastik sanatlara.. sanatın her alanında sınır tanımamışlar.. Dünyanın en ünlü, en büyükleri sıralamalarında ülkemize onur kazandırmışlar.. Elbette gündemlerine taşıdıkları haksızlık, çarpıklıklar ile doğru orantılı etkileri, güçleri nedeniyle de sivil-askeri diktatörlerimizin düşmanlığını kazanmada başı çekmişler.. Yüzlerce yıllık geçmişimizden günümüze, yaşadıklarımız, tanıklıklarımız üzerinden değişen hiçbir şey yok.. En yakın, son günlerin tarihlerinden kimi gülünen ağlanacak hallerimize ilişkin birkaç örnekle devam etsek miHz.