Solun olmazsa olmazı

Dünyada olup biten kaotik düzen çok kişinin kafasını karıştırdı.

"Sağ-sol ayrımın kalktığını" savunanlar var. Bunlar, siyasi-ekonomik tek ideolojik pozisyonun olduğunu ileri sürüyorlar.

Sahi, gerçek öyle mi En basit haliyle anlatmaya çalışayım...

Bakınız:

Sol, eleştiri demektir.

Eleştiri, var olanla yetinmez, gelecek için iyi bir hayat hedefiyle sorgular.

Yani eleştiri, münazara gibi salt yorumlamakla kalmaz, eleştirdiğini değiştirmek ister...

Yani eleştiri, yeni vaadi olmadan-yaratmadan yapamaz...

Çağına ve zamanına karşı çıkan eleştiriden beslenen sol, tek tip fikirsiz dünyayı, kurulu düzeni reddeder, yeniyi arar. Hakikatin sonsuz yolculuğunda devrimcidir...

Evet:

Eleştirinin temeli, açığa çıkararak "kazı yaparak" toplumsal değişim yaratmaktır.

Eşitsizliğin yoksulluğun yabancılaşmasının nedeni olarak kapitalizmi gören sol, krizlerden beslenen yapıyı değiştirmek istemektedir.

Ama... Kapitalizmin "mezar kazıcılığı" noktasında zamanla sol bölündü. Örneğin:

Sosyal demokratlar, kapitalizmi aşmayı-değiştirmeyi değil, sistemin "insanileştireceğine" inanarak reform yaparak düzene asimile olmayı tercih etti!

Hele... Son kırk yıldır "aşırı kapitalizm" neoliberalizme tamamen boyun eğmesi ile eleştirinin yerini "algı-reklam-promosyon" aldı...

Çünkü sosyal demokratların, sağ partilerden "piyasaya tapınma" anlamında pek farkı kalmadı. Bu eleştirisiz duruş, "sol- sağ ayrımı kalmadı" görüşünü yaygınlaştırdı.

Ve aslında:

Özünde:

Son otuz-kırk yılda serbest piyasa, tarihin hiçbir döneminde iyi işlermiş gibi görünmedi. Yalan hiç bu kadar kabul görmedi yani! Bu sebeple:

"Sağ-sol ayrımı kalmadı" tezinin ideolojik ana hedefi; mevcut sisteme yönelik eleştirinin (itibariyle özgürleştirici muhalefetin-eylemin) tamamen son bulmasıdır. Halkın "seyirci" yapılmasıdır.

Böylece toplumsal yaşam alternatifsiz bırakarak, eşitsizlik üzerine kurulu bu çarpık sistemi meşrulaştırmaktır...

Öyle ki:

Değersiz kılmak için eleştiri kavramı, içi boşaltılarak bağırmaya, öfkeye ve düzensizliğin faili olmaya indirgendi!

Ekranlarda düşünebilen değil görünebilen kimi "konuşan kafalar" bunun anlamlı örneğidir. Bunun yansıması günlük yaşamda da sıklıkla karşımıza çıkıyor; hınç, kabalık, kötülük, diyalogsuzluk...

Oysa eleştiri; incelemeci, aydınlatıcı, açıklayıcı ve değerlendiricidir. Bunun vasatlaştırılarak etkisizleştirerek ortadan kaldırılması statükonun muhafaza edilmesi, "körlük" yaratma amacı taşımaktadır.