Kavakcı kitabı

"Kavakcı" aile biyografisi yazmak isterdim.

Sadece üç kardeş Kavakcılar değil:

-Milletvekili, büyükelçi Merve Kavakcı...

-Milletvekili, tercüman Ravza Kavakcı...

-Modacı Elif Kavakcı...

Keza:

Babaları (İslam hukuku kürsüsünde Türkiye'de ilk profesör) Yusuf Ziya Kavakcı, anneleri öğretim üyesi Gülhan Kavakcı... (Kavakcıların ABD günleri, Fethullah Gülen övgüsü vs. vs.)

Ayrıca:

Dayı ailesi Güngenler...

Yerli yabancı damatlar...

Üçüncü kuşak Kavakcılar; Fatıma Gülhan Abushanab, Mariam Kavakçı, Erva Kan, Janna, Sidra diye uzayıp gidiyor...

Erdoğanlar, Kavakcı ailesini çok seviyor, milletvekili, büyükelçi ya da Külliye'ye danışman veya modacı yapıyor her birini. Kavakçılar da Erdoğan gibi Gürcü kökenli... İmam Hatip Okulu döneminde Erdoğan'ın İngilizce öğretmenliğini Gülhan Kavakcı'nın yapmış olmasının da sıcak bakışta etkisi vardır belki...

Damatların işlerine filan girmeyeyim... Yazdığım gibi Kavakcılar'ın "soy kütüğü" yazılmalı. Türkiye'nin son 25 yıllık siyasetinde (Amerikan vatandaşlıkları vs.) hep konuşuldular, tartışıldılar. Neler yaşandı. Sanırım hiçbir muhafazakâr aile, (CHP milletvekili eş gibi evlilikleri vs) "politik magazinde" bu kadar yer almadı...

Neyse, geleyim uzun girişi yazmamın sebebine:

Dr. Fatıma Gülhan Abushanab...

Merve Kavakcı, 1988 yılında ABD Teksas Üniversitesi birinci sınıfta okurken, Ürdün asıllı Amerikan vatandaşı Ali Ahmad Abushanab ile 20 yaşındayken evlendi.

Evlilikten doğan Fatıma Gülhan'ın çocukluğu ABD-Türkiye arasında geçti. Akademisyen oldu. 2018 yılından itibaren Külliye'de danışman olarak görev yapıyor...

Beş ay önce "Müslüman Realist" kitabını çıkardı. (Kitabını, "Nenne" dediği anneannesi Gülhan Kavakcı'ya ithaf etti. Kitabın teşekkürler bölümünde -hayatta olmayan büyük dayıları vs- tüm ailesinin adını geçirirken, bir ismi yazmaması dikkatimi çekti: Babası Al Ahmad Abushanab!)

"Müslüman Realist" kitabı ilgimi çekti, okudum...

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde öğretim üyesi Dr. Abushanab'ın yazdıklarına şaşırdım: Tarih bu kadar tahrif edilmezbozulmaz!

Mesela diyor ki:

-"11 Eylül sonrası dünya düzeninde Türkiye'nin söyleminde ve duruşunda bir dönüşüm olmuştur. Bu, Türkiye gibi bir ülkenin Batı egemenliğindeki Orta Doğu politikasını dengelemek üzere iç siyasi etkisini artırması için kesinlikle belirleyici andı...

-"Türkiye Cumhuriyeti'nin Irak'taki savaş karşısında