Bölücülüğün panzehiri Cumhuriyet

"Bahçeli açılımı" konuşulurken Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyoruz. "Ne ilgisi var" demeyiniz:

1789 Fransız Devrimi, milli egemenlik, tam bağımsızlık, milliyetçilik, laiklik, eşitlik gibi siyasi kavramları doğurdu.

Coğrafi keşifler, Rönesans - reform hareketleri, sanayi devrimi vd. uzak kalan Osmanlı, Aydınlanma felsefesi ürünü Fransız devriminin de uzağında kalacak mıydı

Osmanlı düşünürleri Cumhuriyet ile ilgili bir görüşe uzun zaman sahip olmadı.

"Milli egemenlik Cumhuriyet" kavramları saltanat karşıtı anlamına getirildi. Yenilikçiliğin ilericiliğin de halkta pek karşılığı yoktu; "gavurlaşma" idi bunlar.

Tanzimat öncüsü Mustafa Reşit gibi kimi yenilikçiler "cumhuriyetçi" diye saraya jurnal edildi...

"Tehlikeli düşünceler" insanlığın hayatına edebiyatla girer; Osmanlı da benzeri oldu.

Sadrazam Mustafa Reşit Paşa hayranı olan Şinasi onun için -yanlış yorumlayarak- "Eya ahali-i fazlın Reis-i Cumhuru" dedi.

Fakat Şinasi, kanun, halk, mebus, medeniyet kelimelerini cesaretle kullandı. Ki bunlar Fransız Devrimi'nden yaklaşık 100 yıl sonra oluyordu!

Hanedan, saltanat, hilafet üçgenine sıkıştırılan Osmanlı'da "millet sistemi" çöküyordu. Fransız İhtilali'nin etkisi ile yükselen ulusçuluk Osmanlı'da hızla taraftar buluyordu.

Bunu önlemek maksadıyla geliştirilen "Osmanlıcılık" istenilen neticeleri veremiyordu.

"İlaç" peşindeki Osmanlı münevveri Cumhuriyete soğuktu. Örneğin: Namık Kemal bile şu görüşteydi:

"Cumhuriyet içinde bulunduğumuz yüzyılda en çok beğenilen bir hükümet şekli haline gelse de bu rejim bizde uygulanamaz. Memleketimizde böyle bir düşünce kimsenin aklına zaten gelmez..."

Milli egemenlik siyasi kavramını Osmanlı'da olumlu anlamda kullanan -Türkçülük fikrinin ilk eylemcisi-"Sarıklı İhtilalci" Ali Suavi oldu. Ona da "deli" muamelesi yapıldı! -Şeyhülislâm Mustafa Sabri'nin dünürü- Ahmet Asım Efendi gibi muhafazakârlar, Cumhuriyet'in kendilerinde kusma gibi bulantıya sebep olduğunu yazdı.

Modernleşmeci Jön Türkler, meşrutiyeti yeterli görürken,

Marks ısrarla yazıyordu o dönem;Osmanlı'nın çözülüşünü durduracak tek siyasi rejim Cumhuriyet'tir.

Talat Paşa gibi ittihatçılar sohbetlerinde Cumhuriyet'i nihai hedef olarak söylese de bunlar hep lafta kaldı.

Ama bir genç askeri öğrenci, Fransız Devrimi'ne düşünceleriyle katkıda bulunan J. J. Rousseau