Bilgiç yazılar

Köşe yazarı diyor ki:

"Bellemişler üç kelime: aşiret, tarikat, feodalite... Bu üç kelimeyle Narin cinayetinin tüm arka-planını aydınlattıklarını sananlar var."

Yazısını da şöyle bitiriyor:

"Bilmemek kötü ama bilmediğini bilmemek çok daha kötü."

Geçen hafta bu köşede "feodalizm" üzerine üç yazı yazdım. Yanılmışım; feodalizm kavramının ne olduğunun bilindiğini sandım.

Köşe yazarı kardeşim hadi bilmiyorsun diyelim; bu konuda madem yazı yazacaksın insan minicik bir araştırma yapmaz mı

Feodalizm, (Marksist iktisat tarihine göre) kapitalizme bir geçiş aşamasıdır.

Feodalizm, tarihsel gelişim sürecine ilişkin temel ve esaslı unsurları barındırır. Yani, henüz kapitalistleşmemiş üretim biçiminden doğan (ağalık sistemi gibi)ilkel yapıyı ele alır.Bu üretim tarzının ekonomi, siyasi, kültürel dayanakları vardır. Baskıcı otoriterlik gibi...

Bu teorik bir tartışmadır kuşkusuz. Tavşantepe Köyünü ele almaktadır. Yoksa "katil şudur" demek değildir!

Ayrıca yazılarımdaki asıl mesele kişisel sadakat ilişkisine dayanan feodal suskunluk dayanışmasını analiz etmektir. Aile içi ilişkileri salt emniyet ifadeleri üzerinden değerlendiremezsiniz.

Türkiye'de sosyo kültürel yapı niçin değişti ya da değişmedi üzerine tartışma yapmak şarttır. Ki, bu kültürel olgu soyut kavram değil, ekonomik ve sosyal bağlantıları vardır.

Uzatmayayım...

Evet, yine elmalar armutlar birbirine karıştırılarak işin içinden çıkılmaz bir durum yaratılıyor.

Aslında... Feodalitenin sosyo kültürel yapının sonucudur köşe yazarına bu "bilgiç" yazıyı yazdıran!

Keza:

Şiddet anlatımlarından "haz" alan bir toplum yaratıldı. Bedenen acı hikayesi çarpıcı görseli olmayanıngörünmeyenin esamesi okunmuyor...

Sadece bizde değil, dünyanın dört yanında şiddet, seyirlik oldu. En son Narin Güran cinayeti izlenme rekoru kırdı...

Fransız düşünür Jean Baudrillard, bedenin her türlü şiddete maruz kalmasının medya aracılığıyla gösterilmesini "pornografi" diye kavramlaştırdı!

Bizler! Ya şiddetin mağduruyuz ya şiddeti yapanız ama en çok şiddet temaşasınınpornografisinin tanığıyız.

Bu gönüllü "alıcı olma hali" şiddetin kitleselleşmesine sebep oluyor...Medyada, şiddet gündelik hayatın parçası haline getirilerek sıradan bir olgu olarak daima karşımıza çıkarılıyor.