Türkiye'nin "yabancılara toprak/arazi satışı" konusunda izlediği politikanın hiçbir mantıklı izahı yoktur. Bu politika, ülkenin tapu senetlerinin el değiştirmesi anlamına gelmektedir ve eğer yasaklanmazsa en büyük bekâ sorunudur.
Toprak satışı, ülkenin ipotek altına alması anlamına gelmektedir. Bir taraftan milliyetçilik söylemiyle vatandaş avutulurken, diğer yandan ülkenin toprakları yabancı ülke vatandaşlarına satılmakta, satışlar teşvik edilmektedir. Eğer bu uygulamaya son verilmez ve toprak satışları bu şekilde devam ederse, bu ülkenin bize ait olduğunu kanıtlayan tapu senetlerimiz el değişecektir.
Yabancılara toprak satışı hakkındaki kanun, değişik tarihlerde değiştirilmiş, en son yasal değişiklik 6302 sayılı Tapu ve Kadastro Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile gerçekleşmiş ve 03/05/2012 tarihinde kabul edilen kanun ile Türkiye'de taşınmaz edinmek isteyen yabancı ülke vatandaşlarının mülk alımı kolaylaştırılmıştır.
Yapılan değişiklikle mütekabiliyet şartı kaldırılmış, 183 ülke vatandaşının karşılık şartı aranmaksızın ülkemizden mülk ve toprak edinmesinin önü açılmıştır. Buna göre yabancı uyruklu kişiler eskiden kişi başı 2,5 hektar (25 dönüm) toprak/arazi alabilmekteydi. 03/05/2012 yılında yapılan yeni düzenlemeyle bu oran, kişi başı 30 hektara (300 dönüm) çıkartılmış; Bakanlar Kurulu gerekli gördüğünde bunu 60 hektara (600 dönüme) çıkartmaya yetkili kılınmıştır.
Bu kanunla, Türkiye'de yabancılara mülk ve toprak satışı teşvik edilmiştir. Dışişleri Bakanlığı'nın sitesinde yabancılara mülk satışı konusu şöyle anlatılmaktadır: "2644 sayılı Tapu Kanunu'nun Mayıs ayında yürürlüğe giren 6302 sayılı kanun ile değişik 35. maddesi uyarınca, yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmesinde karşılıklılık şartı aranması uygulaması terk edilmiştir. Ülkemizde taşınmaz ve sınırlı ayni hak ediminizin mümkün olup olmadığı konusunda ülkenizdeki Türkiye büyükelçiliği veya başkonsolosluklarından veya ülkenizin Türkiye'deki temsilciliklerinden bilgi almanız mümkündür. Yabancı gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz satın alırken zarara uğramamaları maksadıyla aşağıdaki hususlara özen göstermeleri uygun olacaktır" (https://www.mfa.gov.tr/yabancilar-icin-rehber.tr.mfa).
Yeni kanunla Türkiye'den toprak alımı kolaylaştırıldığı gibi, Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasından anlaşıldığı üzere yabancıların toprak alırken zarara uğramamaları da düşünülmüştür. Devletin resmi haber ağı "Anadolu Ajansı" da buna çok sevinmiş ve "Yabancıya konut satışında 2022'de 70 bin adetle yeni rekor bekleniyor" (https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/yabanciya-konut-satisinda-2022de-70-bin-adetle-yeni-rekor-bekleniyor/2473860) başlıklı haberinde İran, Alman, Rus, Yunan, Afgan, Kazak, Kuveyt, Yemen ve ABD gibi ülke vatandaşlarının bir yılda aldığı konut sayısını sitayişle bahsetmektedir.
Mezkûr kanundan önce 1 Haziran 2006 tarihli genelgeyle İsrail'in Türkiye'den toprak almasının kolaylaştırıldığı, İsrail vatandaşlarının Türkiye'de taşınmaz alabilmeleri için gerekli olan 6 aylık ikamet şartının kaldırıldığı, İçişleri Bakanlığı'nın yayınladığı gizli genelgeyle İsraillilerin mülk edinmeleri için gereken "ikamet izni"nin devre dışı bırakıldığı, genelgenin Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu, Genelkurmay Başkanlığı ve ilgili bakanlıklara gönderildiği haberlere konu olmuştur.
03/05/2012 tarih ve 6302 sayılı Tapu ve Kadastro Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'dan sonra da İsrail vatandaşlarının Türkiye'deki toprak alımlarında devasa artışlar olmuştur.
İsrail vatandaşları, 1923'ten kanunun çıktığı 2012 yılına kadar 89 yıl boyunca sadece 12 dönüm toprak alabilmişken, 2012-2014 yılları arasında sadece iki yılda 59 dönüm (59 bin metrekare) arazi İsrailliler tarafından satın alınmıştır.
Şehit kanlarıyla alınan aziz vatanımızın topraklarının, dünyanın 183 ülke vatandaşına mütekabiliyet şartı aranmaksızın satılması, bu cennet vatana yapılacak en büyük kötülüktür. Bundan daha büyüğü ise vatan topraklarımızın Siyonistlere satılmasıdır.
Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca, yıllar önce yaptığı konuşmada, "Eğer Amerika, İsrail'e yardım etmek istiyorsa, bu kadar sevdiği İsrail'e Güney Amerika'da ülke versin. Müslüman topraklarında İsrail'in yeri olamaz"