Millî Gazete'deki ilk yazımda (24 Ekim 2016), Müslümanların son üç asırdır içine düştüğü "Mağlubiyet Psikolojisi"nden kurtulması için neler yapması gerektiğinden bahsetmiş ve neden Millî Gazete'de yazdığımı şöyle açıklamıştım: "Mağlubiyet Psikolojisi'nden kurtulmamızın anahtarı, İsra Suresi'nin 81'inci Ayet'indeki şu emirde saklı: 'Yine deki ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şüphesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur.' Merhum Necmettin Erbakan Hoca tarafından kurulan ve 12 Ocak 1973'teki ilk sayısında 'Yahudi Kongresi'ni eleştirebilen; logosuna 'Hak geldi bâtıl zâil oldu' ayetini yazan bir gazete ve ona inanmış okurlar elbette 'Mağlubiyet Psikolosi'ni yenmişlerdir. İşte bunun için buradayım." Bugün Müslümanların en büyük sorunu Batıcılık, Batı hayranlığı, Batı taklitçiliği ve buna bağlı olarak ortaya çıkan "Mağlubiyet Psikolojisi"dir. Bu psikoloji, öyle tehlikeli ve öyle moral bozucu bir hastalıktır ki, İslâm âleminin bütün motivasyonunu, geleceğe olan inancını, kâfirler karşısında galip gelme duygusunu bitiren; yerine, "Bizden adam olmaz, bu Müslümanlar işe yaramaz, Batı'yı yakalamamız çok zor" gibi elimizi kolumuzu bağlayan, motivasyonumuzu, inancımızı altüst eden ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık. Bu bakımdan Müslümanların bugün en büyük sorunu bâtıl karşısında içine düştüğü "Mağlubiyet Psikolojisi"dir. Bu hastalıktan dolayı Batı'dan tevarüs eden ne varsa içselleştirmeye çabalarız. Bu yüzden, Batı'dan gelen ne varsa kabullenme alışkanlığı ortaya çıkmıştır. Bundan dolayıdır ki, İslâm'ın kültürel, siyasal, ekonomi ve hukuk alanlarına ilişkin düzenlemeleri, sosyal yaşamın her alanını, her aşamasını kontrol altında tutan kurallarını, İslâm'ın bu bütüncül yapısını bir kenara bırakıp Batı'nın değerlerini hayatımızın her alanına hâkim kılma yarışındayız. İşte, İslâm'ın kültürel, siyasal, ekonomik, hukuksal ve sosyal alana ilişkin kurullarını sadece Türkiye'ye değil, sadece İslâm âlemine değil bütün dünyada hâkim kılma hedefini başlattığı için değerlidir rahmetli Erbakan Hocamız. Bunun için değerlidir Millî Görüş hareketi, bunun için değerlidir Millî Gazete. Eğer, ırkçı emperyalizmin bize dayatmalarına teslim olacaksak, Batı'nın değerlerini hayatımıza hâkim kılacaksak, Batı'ya karşı galebe çalacağımıza inanmamışsak, Batı taklitçiliğine müptela olmuş, içimizdeki mağlubiyet psikolojisinden kurtulamıyorsak beşeriyet içinden çıkartılmış en hayırlı ümmet olma misyonunun farkında değiliz demektir. İslâm sadece ritüellere hapsolmuş bir din midir ki, kültürel, siyasal, ekonomik, hukuksal ve sosyal alana ilişkin ne varsa Batı'dan alalım. Buna itiraz ettiği için değerlidir Millî Gazete. Daha geçen gün kur korumalı mevduatlara verilen faizi meşrulaştırma girişimine yayın yönetmenimiz Mustafa Kurdaş bey karşı durdu ve "Bu yol Hayrettin Karaman'ın yoludur. Müslümanların, Kur'an'ın yolu değildir. Dinler arası diyalogdan faizle diyaloga kadar gelinmiştir" dedi. İşte Millî Gazete bunun için değerlidir. Millî Gazete, yarım asırlık yayın döneminde Siyonizm'e ve Haçlı zihniyetine karşı durmuştur.