Kutsal değerleri koruma kanunu
Din, inanç ve vicdan özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9'uncu maddesi ve ülkemizde 1982 Anayasası'nın 24'üncü maddesiyle teminat altına alınmıştır.
Din, inanç ve vicdan özgürlüğü bağlamında "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir" denilmesi yeterli değildir. Din, inanç ve vicdan hürriyetinin koruma altına alınabilmesi için "dine karşı işlenen suçlar" hakkında kanuni düzenlemelerin yapılarak, müeyyidesi belirlenmesi elzemdir. Müeyyide olmazsa, insanların din ve vicdan hürriyeti teminat altına alınmış olmaz.
Bu yüzden din ve vicdan hürriyetine karşı işlenen suçlara karşı yapılan kanunlar birçok ülkede görülmektedir. İtalyan, Yunan, Alman, Avusturya, Brezilya, Danimarka, Hollanda, İsveç, İsviçre, Kanada gibi ülkelerin ceza kanunlarında "dine karşı işlenen suçlar" yer almaktadır. Ancak son yıllarda özellikle Batı'da baş gösteren dine karşı işlenen suçlara sessiz kalınması, İslâm dininin Batı'da yayılmasıyla bağlantılıdır. Başka bir sebep de İslâm ülkelerinin başındaki müstemleke ruhlu liderlerin gerekli tepkiyi ortaya koymamasıdır.
Ülkemizde din, inanç ve vicdan hürriyetine karşı işlenen suçlara cezai müeyyide öngörülmüştür. 1 Mart 1926 tarih 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)'nun "Din hürriyeti aleyhinde cürümler" başlıklı 175'inci maddesinde şöyle denilmektedir:
Din hürriyeti aleyhinde cürümler
"Dinlerden birine ait dini işleri veya ibadet ve ayinin yapılmasını men ve ihlal eden kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası verilir.
Fiilin işlenmesi sırasında cebir, şiddet, tehdit veya hakaret vaki olmuş ise faile bir yıldan iki yıla kadar hapis ve on bin liradan elli bin liraya kadar ağır para cezası verilir.
Allah'a veya dinlerden veya bu dinlerin peygamberlerinden veya kutsal kitaplarından veya mezheplerinden birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inançlarından veya mensup olduğu dinin emirlerini yerine getirmesinden veya yasaklarından kaçınmasından dolayı kınayan veya tezyif veya tahkir eden veya alaya alan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası verilir.
Üçüncü fıkrada yazılı suçlar, basın ve yayın yoluyla işlenirse ceza bir misli artırılarak hükmolunur. Birinci fıkrada yazılı suçların basın ve yayın yoluyla teşvik ve tahrik edilmesi halinde aynı ceza uygulanır" denilmektedir.
1 Mart 1926 tarih 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yerine 26 Eylül 2004 tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kabul edilmiştir. Bundan dolayı 765 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK), 1 Haziran 2005 tarihi itibarıyla tüm ek değişiklikleriyle birlikte yürürlükten kaldırılmıştır.
2004 yılında kabul edilen Türk Ceza Kanunu (TCK)'nda mülga edilen 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 175'inci maddesindeki "Din hürriyetine karşı işlenen suçlar" başlıklı bir müeyyide getirilmemiştir. Bunun yerine yeni TCK'nun 216'ncı maddesinin 3'üncü fıkrasında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" başlığı altında hükümler getirilmiştir. Buna göre, madde 216 şu hali almıştır:
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama
1) Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden kimse, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3) Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılayan kişi, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
1926 tarih 765 sayılı TCK'nın 175'inci maddesinde "Allah'a veya dinlerden veya bu dinlerin peygamberlerinden veya kutsal kitaplarından veya mezheplerinden birine hakaret eden veya bir kimseyi dini inançlarından veya mensup olduğu dinin emirlerini yerine getirmesinden veya yasaklarından kaçınmasından dolayı kınayan veya tezyif veya tahkir eden veya alaya alan kimseye altı aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmibeş bin liraya kadar ağır para cezası verilir" denilirken, 2004 tarih 5237 sayılı TCK'nın 216'ncı maddesinde "Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılayan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" denilmektedir.