İslâm'ın dünya görüşü

Rahmetli Ali Nar Hocamız büyük bir edib olduğu kadar son devrin yetiştirdiği en önemli İslâmEhl-i Sünnet âlimlerindendi. Özellikle Akâid ve Kelam konularına vukûfiyeti onun bir zamanlar "Akâidci Ali Nar" olarak tanınmasına sebep olmuştu. Son yıllarda "İslâmî Edebiyat" alanındaki çalışmalarından dolayı Akâid ve Kelam konusundaki yetkinliği sanki biraz az duyulur olmuştu. Bu, hocamızın bir tercihi değildi. O, iki yönlü olmayı tercih etmişti. Hem iyi bir âlim, hem iyi bir edebiyatçı olmak herkese nasip olmazdı. Ali Nar Hocamız, özellikle İslâm inancını doğru şekilde anlatma konusundaki gayretleriyle ve dinde reform ve dinlerarası diyalog fitneleriyle mücadelesiyle ön planda olan, bu uğurda mücadelesinden asla taviz vermeyen veçhesiyle örnek bir şahsiyetti. O, kimsenin nüfuz edemediği meselelere nüfuz eder, kimsenin aklına gelmeyecek fikirlerle muarızlarına fikri buhran yaşatır, reformistlerin ve diyalogcuların ortaya attığı sapkın görüşlere nakli ve akli delillerle cevaplar verirdi. Onun bu becerisi elbette bilgi birikiminin yanında Allah (c.c) vergisi bir kabiliyetti. pushfn('ads'); Hayatı boyunca iyi bir âlimin çok yönlü yetişmesi gerektiğine vurgu yaptı. İlahiyatçıların dini ilimlerde yeterli olmadığını, daha çok felsefe konularına kafa yorduklarını, günümüzdeki medreselerin de Osmanlı medreseleri gibi dini ve dünyevi ilimleri harmanlayan yapısının olmaması dolayısıyla klasik molla yetiştirdiğini, bu sebeple sosyal meselelerde isabetli fetvalar veremediklerini anlatırdı. Kendisi imam hatip lisesini birincilikle bitirmişti. Yüksek İslâm Enstitüsü'nde de devrin önemli âlimleri Ömer Nasuhi Bilmen ve Ahmet Davudoğlu hocaların en yetkin talebelerinden olmuştu. İyi bir âlimin matematiği de, edebiyatı da, mantığı da, sosyolojiyi de, psikolojiyi, tarihi de, astronomiyi de, fizik, kimya ve biyolojiyi de iyi bilmesi gerektiğinin altını çizerdi. Sadece bunlar değil, gerek akaid-kelam, gerek fıkıh, tefsir, hadis gerekse bu ilimlere ait "usulleri" kâmil manada ikmal etmeyen bir kişinin gerçek bir ilim adamı olamayacağını söylerdi. İmam hatip lisesindeki arkadaşlarının "biz ileride ilahiyatçı olacağız matematik, kimya, fizik, biyoloji gibi dersleri geçer not alacak kadar öğrenmemiz kâfi" anlayışlarını eleştirir, kendisinin bu dersleri en az meslek dersleri "Arapça, Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Akâid-Kelam" kadar önemsediği anlatırdı. İslâm dünyasının ilk bilim kurgu romanı "Uzay Çiftçileri" ve ilk ütopik romanı "Arılar Ülkesi"ni yazan Ali Nar Hocamız, elbette astronomi konusunda yetkindi. Bu bilgi birikimi, bu gayretiydi Ali Nar Hocamızı İslâm dünyasının ilki yapan. pushfn('ads'); Maruf bir ilahiyatçının kendisine sorulan temel dini konuları izahta zorlanmadığını ancak bilimsel sorularda yetersiz kaldığını üzülerek anlatırdı. Hatta Hadid Sûresi'ndeki "Bir de demiri indirdik" ifadesine yanlış mana verdiğine üzülmüş, bu konuda yazı da yazmıştı. Hadid Sûresi'nde "Andolsun ki, biz peygamberlerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde (Allah'ın hükümlerini bildiren) kitap ve adalet indirdik ki, insanlar adaletle ayakta dursunlar. Bir de demiri indirdik. Onda hem çetin bir sertlik hem de insanlar için birçok menfaatler vardır. Çünkü (demirden yapılan silâhları düşmanlara karşı kullanmak suretiyle) Allah, kendisine (dinine) ve peygamberlerine; kendisini görmedikleri halde, yardım edenleri belli edecek. Şüphe yok ki Allah çok kuvvetlidir, her şeye galiptir" (Hadid, 25) buyrulmaktadır. Ali Nar Hoca, "İslâm Akidesi"ni "İslâm'ın