Siyonist İsrail'in işgal ettiği topraklardaki katliam ve soykırımı, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze özelinde artarak devam etmektedir. Tam iki yıldır bebek, çocuk, kadın, yaşlı, erkek ayrımı yapılmaksızın devam eden bir katliamdan bahsediyoruz.
Hiçbir sınır tanımayan, hiçbir insanî değeri dikkate almayan, insani yardımları engelleyen ve mazlum Gazze halkını açlığa mahkûm eden bu sapkın Siyonist anlayışa, bu sapkın ideolojiye karşı ülkelerin başına musallat olan liderlerin, özellikle Müslüman ülke liderlerinin bu süreçte aktif rol alarak katliamı durdurması beklenirken, Siyonizm'in emrine girdikleri artık iyice anlaşılan liderler, halkların tepkisine rağmen zulmü ve katliamı desteklemeye, desteklemezse dahi zulme ve katliama sessiz kalmaya devam etmektedir.
Siyonist lobilerle iş birliğini içselleştirmiş liderlerin bu umursamaz tavrına rağmen, vicdan sahibi liderlerin, vicdan sahibi halk kitlelerinin varlığı, yeni bir uyanışın ayak sesi olarak değerlendirilebilir.
Bu uyanışın ilk kıvılcımını Güney Afrika Cumhuriyeti yakmıştır. Güney Afrika'nın 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açması bu yönüyle önemlidir ve takdir edilmelidir.
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa bununla da yetinmeyerek, BM üyesi tüm ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya çağırmıştır.
Gerek Güney Afrika'nın başlattığı bu önemli adım ve gerekse Avrupa ülkelerindeki halkların Filistin'deki katliam ve soykırıma karşı aldıkları onurlu tavır, liderleri de bazı kararlar almaya mecbur etmiş, bu yüzden Avrupa'daki Filistin'i tanımayan ülkeler de tek tek tanımaya başlamıştır.
"İspanya, İngiltere, Fransa, İrlanda, Norveç, Belçika, Portekiz, Slovenya, Monako, Malta, Lüksemburg, San Mariano" bağımsız Filistin Devleti'ni tanıması; Büyük Osmanlı Devleti'nin yıkılış hengâmında Filistin topraklarını İsrail'e hibe eden İngiltere'nin Filistin'i işgal ve hibeden, tanıma noktasına gelmesi önemlidir.
Avrupa'daki bazı ülkeler Filistin'i tanımıştır, bazılarının da yakın bir gelecekte tanıyacağı yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Söz konusu açıklamalardan birisi, Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanoviç'in Filistin'i tanımanın bir ödül değil, bir hak olduğuna vurgu yaptığı şu konuşmadır: "Filistin tanınmalı, bu bir ödül değil, onların hakkı. Bunu Hırvatistan da yapmalı, bunun ne zaman olacağı, hükümetten meclise gelecek öneriye bağlı, ben bunu destekleyeceğim. İsrail öldürmeye devam edecek, bu öldürücü bir rejim, çünkü bir koruyucuları olduğu sürece bunu yapabileceklerine karar vermişler".
İtalya'da ise muhalefetteki dört partinin milletvekilleri parlamentoda iktidar sıralarını işgal ederek BM Genel Kurulu için ABD'de bulunan Başbakan Giorgia Meloni'ye "görevinin başına dönerek" Filistin Devleti'ni tanıma ve sağ koalisyon hükümetine İsrail'e karşı acilen harekete geçme çağrısı yapmıştır. Yine bundan birkaç gün önce (22 Eylül 2025) İtalya'da halk, Meloni hükümetini protesto ederek İsrail ordusuna yapılan silah satışını durdurmasını ve Filistin Devleti'ni tanımasını istemiştir.
Danimarka ve Hollanda ise belirli şartların yerine getirilmesi koşuluyla Filistin'i ileride tanıyabileceklerini açıklamıştır. Her koşulda İsrail'in yanında yer alan Almanya ise "iki devletli" bir çözümden yana olduğunu açıklamıştır.