13 soruda Lozan

Dün, Lozan Antlaşması'nın 99.yıl dönümüydü. Türkiye'nin tam bağımsızlığının garantisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu Lozan Antlaşması'nın imzalanmasının üzerinden 99 yıl geçmesine karşılık -nedendir bilinmez- ülkemizde korkunç bir "Lozan cehaleti" devam ediyor. Lozan'ın gizli maddeleri olduğu, adaların ve Musul'un Lozan'da kaybedildiği, Lozan'da petrol ve maden çıkarmamızın yasaklandığı, Lozan'ın süresinin 100 yıl olduğu gibi çok sayıda "Lozan yalanı" her yerde konuşuluyor. İşin daha da kötüsü bu cehalet, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarınca özellikle beslenip büyütülüyor.Soru 1: Lozan Konferansı hangi savaşı bitirmek için toplandıCevap 1: Türkiye, Kurtuluş Savaşı'nın galip devleti olarak Lozan'da bulunduğunu iddia ederken ki doğrusu buydu- İngiltere, Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı'nın mağlup devleti olarak Lozan'da bulunduğunu iddia ediyordu. Ancak İsmet Paşa, bu muameleye izin vermedi. Türkiye, Lozan'da İsmet Paşa'nın ifadesiyle "eşit", "egemen" bir devlet olarak mücadele etti.Soru 2: Lozan'da Türkiye hangi ülkelere karşı mücadele ettiCevap 2: Lozan'da İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti, Boğazlar konusunda Sovyet Rusya ve Bulgaristan, belli konular için Belçika ve Portekiz ile gözlemci ABD vardı. Lozan'da İngiltere öncülüğünde Türkiye karşıtı bir "Birleşik Cephe" kurulmuştu. Türkiye Lozan'da adeta yedi düvele karşı neredeyse tek başına mücadele etmek zorunda kaldı Atatürk'ün ifadesiyle Müttefikler Lozan'da Türkiye'ye birkaç yılın değil, 300-400 yılın hesabını sormak istiyorlardı.Soru 3: Lozan Heyeti Başkanı olarak neden İsmet Paşa seçildi Cevap: 3: Lozan Konferansı öncesinde İsmet Paşa Batı Cephesi komutanıydı. Herkes Lozan'da Türkiye'yi Başbakan Rauf Bey'in temsil edeceğini düşünüyordu. Rauf Bey'den sonra akıllara gelen ikinci isim ise Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey'di. Fakat Atatürk, Lozan'da Türkiye'yi İsmet Paşa'nın temsil etmesini istedi. Bunun iki temel nedeni vardı. Birincisi, Atatürk, İsmet Paşa'yı öteden beri iyi tanıyordu ve aralarında uyumlu bir iletişim vardı. Atatürk, İsmet Paşa'ya güveniyordu. İkincisi, İsmet Paşa, kısa süre önce Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda diplomatik yeteneklere sahip olduğunu kanıtlamıştı. İsmet Paşa Hatıralarında, kendisinin Lozan'a katılmak için bir talebi olmadığını, Atatürk'ün, Yusuf Kemal Bey'in istifasını sağlayarak kendisini Dışişleri Bakanı yapıp Lozan heyetine başkan seçtiğini belirtiyor. Atatürk de Nutuk'ta İsmet Paşa'yı kendisinin ikna ettiğini yazıyor.Soru 4: Lozan Heyetindeki delegeler nasıl seçildiCevap 4: 26 Ekim 1922'de TBMM'de yapılan oylamada İsmet Paşa 155 milletvekilinin "kabul" oyuyla Dışişleri Bakanı seçildi. İsmet Paşa'ya "red" oyu veren çıkmadı, sadece 20 "çekimser" oy verildi. Böylece TBMM, İsmet Paşa'nın Lozan heyetine başdelege olmasını kabul etti. TBMM, 3 Kasım 1922'de Lozan'a gidecek heyete başdelegenin yanına iki delege daha seçti. Hükümetin önerisi üzerine Mecliste yapılan oylamada Sinop Milletvekili Rıza Nur ikinci delege, Trabzon Milletvekili Hasan Saka ise üçüncü delege seçildi. Lozan heyetine danışman olarak da dört milletvekili seçildi. Bunlar; Manisa Milletvekili Celal Bayar, Diyarbakır Milletvekili Zülfü Tigrel, Adana Milletvekili Zekai Apaydın ve Burdur Milletvekili Veli Saltık'tı. Heyette bu danışmanlardan başka, çok sayıda uzman ve gazeteci danışman ve kâtipler vardı.Soru 5: Lozan Heyetine neden Atatürk başkanlık etmediCevap 5: Çünkü katılımcı ülkelerin Lozan'da Dışişleri Bakanları ve Büyükelçiler düzeyinde temsil edilmelerine karar verilmişti. O sırada Atatürk TBMM başkanıydı. Ayrıca Atatürk, o günlerde iç sorunlarla ilgileniyordu. Öncelikle halledilmesi gereken sağlık, eğitim, imar işleri vardı. Savaş henüz bitmişti, İstanbul hala işgal altındaydı. Boğazların güvenliği sağlanmamıştı. İzmir'de Fransız donanması vardı. İçeride saltanat yanlıları halifenin etrafında toplanıyordu. Atatürk'e karşı meclis içi muhalefet fırsat kolluyordu. Ayrıca Batı emperyalizminin asırlık planlarını bozmuş muzaffer Başkomutanın Batı'da düşmanı çoktu. Yurt dışında bir suikasta uğraması olasıydı. Atatürk'ün, böyle bir ortamda ne kadar süreceği belli olmayan- Lozan görüşmelerine katılması mantıklı değildi.Soru 6: Lozan Heyetine TBMM bir talimat verdi miCevap 6: Evet! Lozan heyetine, TBMM Başkanı Atatürk, Başbakan Rauf Bey, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Dışişleri Bakanı İsmet Paşa ve bütün bakanlarca imzalanmış 14 maddelik bir talimatname verildi. Bu talimatnameye göre Türk heyeti Lozan'da iki konuda asla taviz vermeyecekti. 1. Doğu Anadolu'da Ermenistan kurulması söz konusu olamaz. 2. Kapitülasyonlar kabul edilemez. Türk heyeti, bu iki konuda gerekirse Ankara'ya sormadan Lozan görüşmelerini kesip geri dönebilecekti. İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti Lozan'da, kendilerine verilen 14 talimata uygun hareket etti; heyet, "taviz vermeyin" denilen iki konuda da hiç taviz vermedi. Gerektiğinde talimatta belirtildiği gibi- Ankara'dan görüş sordu.Soru 7: İsmet Paşa başkanlığındaki Türk Heyeti Lozan'da nasıl karşılandıCevap 7: Türk heyeti 11 Kasım 1922'de Lozan'a vardığında karşısında muhatap bulamadı. Çünkü Müttefikler henüz Lozan'a gelmemişti. 13 Kasım 1922 Pazartesi günü açılması gereken konferans, bir hafta sonraya, 20 Kasım 1922 Pazartesiye ertelendi. Bu haberi yolda öğrenen İsmet Paşa, 13 Kasım 1922'de verdiği demeçte Türkiye'nin içtenlikle barış istediğini ancak karşısında muhatap bulamadığını söyleyerek Müttefikleri suçladı. Yeniden başlayacak bir savaşın Avrupa için büyük sıkıntı yaratacağını da ekledi. Bunun üzerine Müttefikler bu gecikme nedeniyle İsmet Paşa'dan özür dilediler.Atatürk ve İsmet PaşaKonferans salonunda Türkiye'ye Bulgaristan, Romanya ve Sırbistan delegelerinin oturduğu masada yer ayrılmıştı. İsmet Paşa, "Biz eşit, egemen bir devletiz" diyerek bu oturma düzenine karşı çıktı. Oturma düzeni değiştirildi. Türk heyeti, İngiliz, Fransız, İtalyan delegelerle aynı masaya oturdu.Lozan Konferansı'nda İsviçre Cumhurbaşkanı bir açılış konuşması yapacaktı. Ancak İngiltere delegesi Lord Curzon'un da bir konuşma yapacağını duyan İsmet Paşa, "Ben de konuşacağım" diyerek kürsüye fırladı ve konuştu. İsmet Paşa, "çok sert konuştuğunu" söyleyen Curzon'a şu cevabı verdi: "Çok ıstırap çekmiş bir milletin şikâyetleridir." Curzon, Türklerin en çok önem verdikleri sorunun ne olduğunu sorunca da İsmet Paşa tek kelimeyle "bağımsızlık" dedi.İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti Lozan'da -kesinti hariç- yaklaşık 5 ay kıyasıya mücadele etti. 20 Kasım 1922'de başlayan görüşmeler, Türk heyeti isteklerinde diretince, 4 Şubat 1923'te kesintiye uğradı. 23 Nisan 1923'te tekrar başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'te sona erdi.Lozan'daki Türk heyeti...Soru 8: Adalar Lozan'da mı kaybedildiCevap 8: Hayır! Adalar, Lozan'dan yaklaşık 10 yıl önce kaybedildi. 12 Ada, 1912'de Trablusgarp Savaşı sırasında İtalya tarafından işgal edilmişti. Ege Adaları ise 1912'de Birinci Balkan Savaşı sırasında Yunanistan tarafından işgal edilmişti. Donanması Haliç'te çürütülmüş olan Osmanlı, bu işgallere seyirci kaldı. İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Avusturya Macaristan'ın katılımıyla toplanan Büyükelçiler Konferansında alınan kararlar gereği, 13 Şubat 1914'te, Meis hariç 12 Ada İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada hariç Ege Adaları Yunanistan'a bırakıldı. Osmanlı, bu durumu kabul etmese de filli durum değişmedi. 14 Şubat 1914 tarihli notada Osmanlı'ya ait olduğu söylenen Meis, Gökçeada ve Bozcaada bile İtalya ve Yunan işgali altındaydı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında, 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanırken adalar işgal altındaydı ve adalarda Türk askeri yoktu. Bu nedenle 28 Ocak 1920 tarihli Misak-ı Milli'de adalardan söz edilmedi. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması'na göre ise Meis dâhil 12 ada ve ona bağlı adacıklar İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada dâhil Ege Adaları da Yunanistan'a bırakıldı. Kasım 1922'de İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti Lozan'a giderken adalar yaklaşık 10 yıldır işgal altındaydı. Buna rağmen Lozan'da Türk heyeti özellikle Çanakkale Boğazına yakın adaları kurtarmak için elinden geleni yaptı. Sonunda Türkiye Lozan'da Gökçeada, Bozcada, Tavşan Adaları ile Asya kıyısına 3 mil uzaklıktaki adaları, adacıkları