TEKERRÜR

Sevgili dostum Mehmet Çelik, 31 Aralık 2023 günkü "Beş boyutlu bir katalog: Saatolog" adlı yazısında "Tekerrür üzerine" bir yazı yazıp yazmadığımı merak ettiğini ve yazmamış olduğumu öğrendiğini belirtmişti. Bazı sözcükler ve deyişler üzerine kaleme aldığım benzeri yazıların yanı sıra anlaşılan bu sözcük konusunda da bir yazı yazmanın zamanı geldi diye düşündüm.

"Tekerrür" sözcüğü, Arapçadan dilimize aktarılan; "Kerr" kökünden türetilmiş olup "Tekrarlanma" anlamında kullanılmaktadır. Günümüzde unutulmuş olan bu sözcüğün çoğulu "Tekerrürât"dır. FeritDevellioğlu'nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat'inde, tekerrürün daha geniş bir açıklamasını buluruz; "Bir daha olma, bir daha vuku bulma, tekrarlanma." Bir de örnek verilmiş; "Bu kelime çok tekerrür ediyor."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Tekrarlama

"Tekerrür" sözcüğü zaman içinde "Tekrarlanma" olarak ifade edilse de günümüzde daha çok "Yineleme" olarak kullanılmaktadır. Nedir tekerrür veya yineleme Tekerrür bir öğrenme metodudur. Gerek akıl gerekse el becerilerimizi artırmak için öğrenmek istediğimiz konuyu tekrarlamalıyız. Bu tekrarlama aynı şeyleri tekrar tekrar okumak ya da yapmak anlamına gelmez. Aynı şeyleri farklı açıdan düşünmek, öğrenmek istediğimiz konuyu farklı kaynaklarda araştırmak gerekir. Ancak bir şiir veya şarkı ezberlemek istediğimiz takdirde tekrar tekrar yinelemek gerektiğini hepimiz denemiş ve çoğunlukla da başarılı olmuşuzdur. Hatta bazı zamanlar çocukluğumuzda ezberlediğimiz veya pek çok kez dinlediğimiz için aklımızda kalan bir şarkının sözleri aniden dilimize takılır. Onu tekrarlar, geçmişi hatırlar ve mutlu oluruz.

Çocukluk dönemimiz

Tekrarlamanın önemini çok küçükken farkına vardığımızı unutmamamız gerekir. Konuşmayı yeni öğrenen küçük bir çocuğa dikkat ettiğimizde onun aynı kelimeyi defalarca tekrarladığına şahit oluruz. Bunu, onun hem kelimeyi öğrenmek hem de bu kelimeyi büyüklerin söylediği gibi telaffuz etmek için yaptığının pek de farkında olmayız. Genellikle küçük çocuklar bu tekrarlamayı yüksek sesle yaparlar, çünkü söyledikleri sözü kendi kulakları ile de duymak isterler. Bu tekrarlamalardan zaman zaman sıkılır ve onu susturmaya çalışırız. Hâlbuki o öğrenme aşamasındadır ve binlerce yıldır insanlığın yaptığı gibi tekrarlama metodu ile öğrenmeye çalışmaktadır.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Tekrarlama alışkanlığının kaybı

Çocukken doğal bir şekilde yaptığımız bu tekrarlama alışkanlığını kaybetmemizin bence en önemli sebeplerinden biri örgütlü öğrenim döneminde soru sormanın hoş karşılanmaması, "Fazla merak kediyi öldürür!" veya benzeri deyişlerimizin olmasındandır. Tekrarlamaktan vazgeçmek bir anlamda öğrenmekten vazgeçmek demektir. Uzun yıllar boyunca gerek öğrenci gerekse öğretici olarak tekrarlamanın ne kadar önemli olduğunun farkına varmış ve bir öğrenme metodu olarak kullanılması gerektiğini öğrencilerime sık sık söylemişimdir.

Tekrarlama yalnızca aklın eğitim ve gelişimi için değil, aynı zamanda gerek insan bedeninin gerekse insan elinin eğitimi için de çok önemlidir. Hiç unutmamak gerekir ki özellikle sporcuların hemen her gün beden kabiliyetlerinin gelişmesi, en azından mevcut formlarını muhafaza etmek için yaptıkları antrenman bir tür tekrarlamadır. Aynı şeyin defalarca tekrarlanması şuuraltı bir alışkanlık hâline gelir. Şuuraltı alışkanlıklar düşünerek yaptığımız çoğu şeyden daha kısa süre içinde tekrarlanabilir. Bir hareketi düşünerek yaptığımızda kaybetmek durumunda kaldığımız zamanı, şuuraltı alışkanlıklarda kaybetmeyiz. Başarılı bir sporcu tekrarlama suretiyle kazandığı beceriler ile ön plana çıkar ve kazançlı olur.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Elin terbiyesi

Elin terbiyesi ise aklın terbiyesinden çok daha zordur. Küçük bir çocukken, insana kalem tutmak ve yazı yazmak ne kadar zor gelir. Ancak zaman içinde aynı şeyi tekrar tekrar yapmamız sonucu şuuraltı alışkanlık hâline gelen yazı yazmak kolaylaşır. Yazı yazarken kalemi nasıl tutacağımızı düşünmemiz gerekmez, çünkü o artık şuuraltı bir alışkanlık hâline gelmiştir ve nasıl yazacağımızı düşünmeden yazmaya başlarız. Zaman zaman verdiğim bir örnek ise yürüme konusudur, sanırım hiçbir insan eğer bir sağlık sorunu yaşamıyorsa nasıl yürüyeceğini düşünmez. Çünkü yürümeyi daha çok küçük yaşlarda düşe-kalka öğrenmiş, şuuraltı bir alışkanlık hâline getirmişizdir. Buna karşın uzun süreli bir hastalık sonucu yatağa bağlı kalan kişilerin zaman içinde yürümeyi unuttukları da olmaktadır. Onların tekrar yürüme alışkanlığı kazanmaları için uzun bir tedavi süreci gerekmektedir.