İstanbulun baruthaneleri
Şehri tanımayan yöneticiler, İstanbul'un zenginliğini heba etti; yanlış kararlar büyük kayıplara yol açtı. Geçmişin hataları, bugünün planlamasına ışık tutmalı
Kuruluşundan itibaren neredeyse her yıl savaş yaşayan Osmanlı İmparatorluğu, o dönemin savaşlarının en önemli malzemesi olan barutu, hüküm sürdüğü toprakların çeşitli şehirlerinde kurduğu baruthanelerde imal etmeye çalışmış ve bunun için çeşitli tesisler kurmuştur.
Atmeydanı Baruthanesi
Bu şehirler içinde başta İstanbul olmak üzere Selanik, Gelibolu, Bağdat, Kahire, Belgrad ve İzmir baruthaneleri önde gelen tesislerdir. İstanbul'da kurulan ilk baruthane, günümüz Sultanahmet semtinde, Güngörmez Kilisesi'nde tesis edilir. Bu baruthanenin H. 895 1489-1490 tarihinde faaliyette olduğu bilinmektedir. Muhtemelen Sultan II. Bayezid döneminde (1481-1512) kurulan bu baruthane, H. 895 1489-1490 tarihinde meydana gelen bir fırtına nedeniyle yıldırım düşmesi sonucu infilak eder. Bu sırada meydana gelen yangın, çevresindeki dört mahallenin yok olmasına ve büyük can kaybına yol açar. Evliya Çelebi, yeniçerilere mahsus bir işyeri olan bu baruthanenin XVII. yüzyıl ortasında da faaliyetini sürdürdüğünü belirtir.
Kağıthane Baruthanesi
Atmeydanı Baruthanesi'nin yol açtığı yıkım, yöneticileri bu tür tesislerin yerleşim alanları dışında yapılması gerektiği konusunda uyarmış ve yeni baruthane Kağıthane'de kurulmuştur. Sultan II. Bayezid döneminde yapılan bu baruthane, su ile dönen çarklar vasıtasıyla çalışmaktaydı. Sultan İbrahim (1640-1648) dönemi sonlarına kadar faaliyette bulunan bu baruthanenin, muhtemelen eskidiği için kapatıldığı anlaşılmaktadır.
Okmeydanı Baruthanesi
Hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz baruthane bu yapıdır. Bazı arşiv belgelerinde adı geçen bu baruthanenin çok kısa bir süre faaliyet gösterdiği, bir yangın sonucu faaliyetinin sona erdiği söylenmektedir.
Şehremini Baruthanesi
Sultan IV. Mehmed (1648-1687) dönemi sonlarına doğru, özellikle donanma için ihtiyaç duyulan barutun üretilmesi amacıyla yeni bir baruthane inşasına karar verilmiştir. Şehremini Çarşısı civarında inşa edilen bu baruthane, Sultan II. Mustafa döneminde (1695-1703), Eylül 1698 tarihinde meydana gelen bir patlama sonucu çevresindeki tüm yapılarla birlikte yok olur. Râşid Tarihi'ndeki kayda göre, bu patlama ve sonrasında çıkan yangın, 425 kadar evin yanı sıra Aksaray, Fatih ve Silivrikapı semtlerindeki yüksek binaların ve cami minarelerinin de harap olmasına yol açar. Anlaşılan, iki yüz yıl önce Atmeydanı Baruthanesi'nin infilakıyla meydana gelen yıkım unutulmuş ve şehrin yoğun yapılarla kaplı bir bölgesine baruthane inşa edilmesinin sakıncaları göz ardı edilmiştir.
Bakırköy Baruthanesi, Millet Bahçesi
Bakırköy Baruthanesi
Atmeydanı ile Şehremini Baruthane- leri'nde meydana gelen patlamaların ortaya çıkardığı yıkımlar dikkate alınarak, bu kez yeni yapılacak baruthanenin şehir dışında inşa edilmesine karar verilir. Yeni baruthane yapımı için ilk akla gelen yer Kağıthane olmasına karşın, bu bölgenin özellikle bahar aylarında yoğun bir mesire alanı olarak kullanılmasının ortaya çıkarttığı sakıncalar göz önünde bulundurularak yeni baruthanenin İskender Çelebi Çiftliği'nde yapılmasına karar verilir.
Planlanan üretim için gereken hammaddenin getirilmesi ve üretilen barutun ihtiyaç duyulan bölgelere nakli açısından yeni baruthanenin deniz kıyısında yapılmasının da gerekli olduğu unutulmamalıdır. Yoğun yapılarla çevrili Haliç ve Boğaziçi sahilleri bu tür imalat için uygun görülmediğinden, Bakırköy sahili tercih edilir. İstanbul Baruthanesi ismiyle bilinen bu yapı topluluğu 1726 yılı sonlarına doğru meydana gelen bir yangın ve peşi sıra depolanan barutların infilakı sonucu harap olmuştur.
Yıkılan Davutpaşa Sarayı'ndan temin edilen taş ve ahşap malzeme ile yenilenen baruthane yeniden faaliyete geçse de zaman zaman barut imalinde kullanılan güherçilenin teminindeki güçlük nedeniyle faaliyetini durdurmak zorunda kalır. Bakırköy İstanbul Baruthanesi'nde üretilen barutun yeterince kaliteli olmaması da şikâyet konusu olur. Bu nedenle çoğu zaman İngiltere ve Hollanda'dan barut ithal edilmektedir.
Bakırköy Baruthanesi, eski görünüm
retilen barutun kalitesinin yükseltilmesi için 1793 yılında Ali Râik Efendi görevlendirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucu, iki yıl içinde kaliteli barut yapımı sağlanır. 2 Eylül 1841 tarihli bir kayda göre, ek yapılarla büyütülen baruthanede imalata hızla devam edilmektedir. Burada yapılan barut üretiminin hangi tarihe kadar sürdüğü konusunda kesin bir bilgiye ulaşmak mümkün olmamıştır. Ancak bölgenin 1877 yılında Rus Ordusu tarafından işgal edilmesi sonrası faaliyetine son verdiği düşünülebilir.
Cumhuriyet döneminde önce Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu'na devredilen arazi, daha sonra Türkiye Emlâk ve Kredi Bankası'na satılmış, 1957-1964 yılları arasında günümüz Ataköy yerleşmesi inşa edilmiştir. Eski fabrikanın bulunduğu alan ise 2018 yılında yapılan bir düzenlemeyle günümüzde Millet Bahçesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bakırköy Baruthanesi
Azatlı Baruthanesi
İstanbul'da en son inşa edildiğini bildiğimiz baruthane, Küçükçekmece Gölü'nün kuzeyinde, Yarımburgaz Mağaraları civarında yapılan Azatlı Baruthanesi'dir. Sultan III. Selim döneminin (1789-1807) ilk yıllarında inşaatına başlanan baruthanenin, ulaşım zorluğu nedeniyle yer seçiminin yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Kıyıdan içeride olan baruthane çevresinde değirmenleri çevirecek kadar su bulunmasına karşın, Küçükçekmece Gölü üzerinden yapılması planlanan ulaşım başarısız olmuştur. Bunun üzerine, üretilen barutun ayda bir kez Bakırköy İstanbul Baruthanesi'ne nakline karar verilmiştir.
Ancak gerek Bakırköy Baruthane- si'nden getirilen güherçile ve kükürdün gerekse üretilen barutun deve kervanlarıyla yapılan nakliyesinin yüksek maliyeti her zaman şikâyet konusu olmuştur. İmal edilen barutun maliyetini artıran bir diğer unsur ise kurutma maliyetidir. Yaz aylarında açık havada sergi yoluyla yapılan kurutma işlemi, kış aylarında büyük sobaların yakıldığı kapalı alanlarda gerçekleştirilmekte ve zaman zaman sobalardan çıkan kıvılcımlar tehlike oluşturmaktadır.
1836 yılında Bakırköy İstanbul Baruthanesi'yle birlikte yenilenen Azatlı Baruthanesi'nin en büyük sıkıntılarından biri, değirmen çarklarını döndürecek suyun teminidir. Bu nedenle yakın bölgede bazı düzenlemelere gidilmiş ve büyük bir havuz inşa edilmiştir. 1877 yılına kadar üretime devam eden fabrika, Rus işgali sonrası faaliyetine son vermek mecburiyetinde kalmıştır. Bir süre sonra harap hâle gelen fabrika arazisi Resneli Niyazi Bey Ailesi'ne intikal etmiştir. Son döneme kadar ailenin mülkiyetinde kalan eski fabrikaya ait yapı kalıntıları günümüzde koruma altına alınmış ve müze olarak düzenlenmesi düşünülmektedir.