Gazeteciler sahi 4. güç mü

Demokrasilerde yasama yürütme ve yargıdan sonra medya 4. güç olarak değerlendirilir. Hatta bazı dönemlerde bırakın dördüncü güç olmayı birinci güç olduğu da olmuştur. Özellikle darbe dönemlerinde ve öncesinde çok etkili olmuştur. Kimi zaman darbenin taşıyıcısı ya da aparatı olmuştur. O günler geride kaldı. İyi ki de geride kaldı. Erdoğan döneminde demokraside kurumlar yerine oturunca medya da asli misyonuna döndü. Öte yandan ne yazık ki medya olması gerekenden de geriye düştü. Hani derler ya terzi söküğünü dikemez. Vatandaşlarımız medya deyince bir eli yağda bir eli balda sanıyor. Sanatçılarla, sporcularla, bakanlarla resimlerini görünce sanki zenginmiş muamelesi yapılıyor. Eskiden Özkök'ler, Çölaşan'lar döneminde çok iyi imkânlar varmış. Devlet ellerindeymiş. Şimdi ise normale döndü. Medya siyasetin üzerinde vesayet kılıcı olamaz. Öte yandan görevini rahat yapmak zorundadır. Birkaç gündür Yeşil Pasaportla ilgili girişimlerimiz var. Her görüşten her kurumdan arkadaşlarla meseleye çözüm arıyoruz. İlk olarak İçişleri Bakanımız Sn. Ali Yerlikaya'ya gittik. Kendisi çok sıcak ve samimi karşıladı. İçişleri Bakanlığında çok başarılı olacak izlenimi edindim. İkinci gün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş Bey'e gittik. Ziyarete Zafer Şahin, Melik Yiğitel, Hande Fırat, Oral Çalışlar ve Mehmet Acet katıldı. Meclis başkanı Kurtulmuş, nazik ve duyarlı bir insan. Uzun yıllardır tanıdığı meslektaşlarımıza samimi ilgi gösterdi. Oral Çalışlar, kendisine topu topu 6 bin kişi var yeşil pasaporta ihtiyacı olan dedi. Gazetecilerin savaş çıktığı zaman diplomatik krizlerde yurt dışına acil gitmeleri gerekiyor. Düşünün bu memlekette avukatlara yeşil pasaport verildi. İşi haber olan yurt dışına gitmek olan gazetecilerin bu imkânı yok. Gazetecilere yeşil pasaport bir ayrıcalık değil bir ihtiyaç. Son dönemde çok