CHP İl Binasında sayılamayan paralar

Son birkaç gündür CHP İstanbul İl Başkanlığının satın alınmasıyla ilgili para sayma görüntülerini izliyoruz. Paralar o kadar çok ki sayılamıyor. Üst üste dizilmiş banknotlardan kuleler oluşmuş. 5-6 kişi paraları sayıyor. Bu skandal görüntüler ortaya çıkınca önce bu paraların CHP kurultayında delege satın almak için kullanıldığı yazıldı.

Sonra CHP İstanbul İl Başkanlığı bu paraların il başkanlığı binasının satın alınması için toplandığını açıkladı. Bir A4 kâğıda iki satırlık bir yazı yazılarak bu kamera önünde sayılan paraların bir tuğla da sen koy kampanyası yoluyla toplanan paralar olduğu iddia edildi.

Bu görüntüde kilit bir isim var. Bu isim Fatih Keleş. Kendisi Ekrem İmamoğlu'nun sağ kolu olarak biliniyor. Aynı zamanda İstanbul Belediyesinde spor işlerine de bakıyor. Spor deyince maalesef aklımıza hemen kara para, vergi kaçakçılığı, şike ve bahis geliyor. Belediye, spor, imar, arsa gibi kavramları yan yana koyunca tablo net. Müteahhitlerden ve iş adamlarından toplanan paralar akla geliyor.

Burada temel sorun şu. Tüm belediyelerde imar rantı, ihale rantı ve spor rantı var. Bu kötü yolsuzluk olayından hareketle ders çıkarmamız gerekir. Ülkemiz kurumlar ve kurallar ülkesi olmalıdır. Şimdi gelelim bu il binası meselesine. Bir kere CHP Genel Merkezi bu binanın parasını biz ödedik diyor. Resmi yoldan yapıldı diyor. Eğer bu iddia doğru ise kameraların önünde sayılan 15 milyon nereden çıktı. Bu para rüşvet parası mı CHP'de siyaseti dizayn etmek için mi kullanıldı

Öte yandan; bu para CHP Genel Merkezi tarafından ödendiyse resmi olarak kayıtlarda olması lazım. CHP bunu açıklamalıdır.

İkincisi bu bina kaça alındı. Bu binanın alımı ile ilgili gerçek vergi beyanında bulunuldu mu Bu paralar bağış yoluyla mı toplandı yoksa haraç yoluyla mı

Kanuna göre bir kişi sadece 50 bin civarında bağış yapabilir. Bunun üstünde bağış yapılamaz. Peki, bu kadar parayı kim bağışladı. Bu bağışın resmi belgeleri var mı Tüm bu sorunlar ortada bir büyük yolsuzluk ve usulsüzlük olduğunu gösteriyor.

Hiçbir parti ayırt etmeden söylüyorum. Belediyeler kurallarla yönetilmelidir. Kayıt dışına çıkan paralar yolsuzluktur.

Tüyü bitmemiş yetim hakkından bahsederiz. Belediye başkanı yetkileri sınırsız ve denetime kapalıdır. Oysa modern ülkelerde tüm iş ve işlemler denetime tabi olmalıdır. Belediye başkanlarının tek kasası olmalıdır. Gayriresmi kasa olamaz. Tek kasa belediye kasasıdır. Orası da hukukla, adaletle idare edilmelidir. İkinci bir kasa varsa orda yolsuzluk vardır. Kul hakkı vardır. Bu kötü ve çirkin olayı fırsat bilerek kara delikleri kapatmalıyız. Futbola para yatıracağız diyerek imar rantına müsaade etmemeliyiz. En büyük yolsuzluklar spor kulüpleri üzerinde oluyor.