"Türkiye'nin Otomobili"...

Gemlik'teki TOGG Kampüsü'nün açılışı ve üretime başlayışını onurla ve gururla alkışladık. 100 yıllık büyük bir hayalin, gecikmişgeciktirilmiş nice acılı hatırasından sonra, şimdi milli teknolojik atılımımıza tanıklık ediyorduk... Sanayi, iş dünyası, akademi ve devlet bir araya gelerek, milletimizin heyecan ve umudunu çok değerli bir sinerjiye çevirdiler, hangi siyasi görüşten olursa olsun toplumun her kesimi, milli üretim otomobilimiz "TOGG'u, alkışlarla karşıladı...Bir yandan milli savunma sanayinde, İHA'lar, SİHA'lar aracılığıyla, savunmada ciddi bir milli modernizasyon, bir yandan yerli üretim otomobil, teknolojide geleceğimizi parlatan hamlelerden... Her ikisinin de gençlere umutlar yüklediği, rol modeller hazırladığı, ilham olduğu, yol haritası çizdiği çok açık. Ülkemiz gençliği, belki de geçmişinde hiç olmadığı kadar yoğun bir teknoloji yöneliminde... Türkiye yüzyılı, geleceğimizin teknolojik atılımlarını sırtlayacak gençlerce yazılacak, öyle gözüküyor, inşallah...............................Cumhurbaşkanımızı, "Anadolu Kırmızısı' Togg ile sahneye girerken seyrettiğinde, insan gözyaşlarını tutamıyordu... Uzun bekleyişlerimizin, umudumuzun, hüzünlerimizin, çilelerin, sabrın, inancın, çalışkanlığın hikâyesiydi bu aslında. Memleket meselesiydi ve Türkiye'nin hikâyesiydi, bizim hikâyemizdi TOGG...Niçin çilelerden, hüzünlerden bahsettim Çünkü Türkiye'nin teknoloji tarihi, aslında can sıkıcı bir ihanetler tarihine de eşlik eder.1941'de Nuri Demirağ tarafından üretilen tamamıyla yerli ilk uçağımızın, Divriği semalarında gerçekleştirdiği uçuşunun ardından üretimi niçin durdurulduysa... THK, uçak üretimiyle ilgili olarak yaptığı anlaşmaları, durup dururken niye feshettiyse... Hatta görünmez ellerce, yurt dışından alınan siparişlerin yerine getirilmesine niçin yasak getirildiyse... Demirağ, 1939'da ilk yerli paraşütümüzü de ürettiği halde... Ne olmuştu da, üzerimize adeta zorla giydirilen deli gömleği benzeri, hiçbir şey yapmamış, yapamamışa döndürülüyorduk, tüm bu teknolojik adımların üzerine kibrit suyu dökülmüştü... Devrin siyasetleri, teknolojinin parlayan yıldızını söndürmeyi, kendine hak görmüş ve Demirağ nezdinde milli teknolojiyi mezara gömmüştür. Uçak fabrikalarını soba borusu üreten atölyelere kim çevirmişse, ülkemizin teknoloji fukarası olmasının da yolunu o karanlık çevreler açmıştır.Togg'un, sosyal medya üzerinden, kendi öncülü olan Devrim otomobilinin yapımcısı mühendislere selam çakması da çok anlamlıydı. Şayet Devrim'in önü de kesilmemiş olsaydı, bizler büyük ihtimalle, 60 yıldır kendi markamızı taşıyan otomobilleri kullanıyor olacaktık... Devrim'i benzin koymayarak akamete uğratanlar, sadece onu durdurmadılar, bizleri de 60 yıl geride bıraktılar.Teknoloji karartmasında büyük cinayetler de işlendi ülkemizde... Nuri Killigil Paşa'nın 1949'da