Sibel Eraslan

Star

İsmail ile Eren, biri kaymaz diğeri bülbül…

Hayatın ne kadar kısa olduğunu düşünüp akledecek bir yaşta olunca insan, ölümün pervazlarından bakınca deniz gibi akan zamana; sulhün, selametin, iyiliğin, güzelliğin esas olduğunu düşünüyor. Kavga, mücadele, direnç, arayış, dava, inanç, hareket. Benim kelimelerim hep bunlar oldu hayatımın gençlik günlerinde. Bunlar elbette çok değerliydi, hala değ

Gazze konusunda İslam alemini, sîgaya çekmek gerekiyor…

Prof. Muhyiddin Şekûr'un sosyal medyadaki Gazze mesajı şöyle:'Allahım Gazze'deki kardeşlerimiz için, bir çıkış yolu nasip et! Açlıklarını gider... Sen'den başka kimseleri kalmadı!'Prof. Şekûr, ünlü bir akademisyen, sahasında tanınan bir profesyoneldir, aynı zamanda bir tasavvuf büyüğü olduğu için, onun bu şekilde içlenmesi daha da dikkatimizi çekti

100 yıl aradan sonra madalyasına kavuşan şehirler…

Ağustos ayı, Kurtuluş Savaşı'nın en şiddetli geçen son kısmına denk gelir. Milli güçlerin Anadolu'nun her yöresinden, tek bir çatı altında toplanmaya dair verdikleri kararlar, bugünün Türkiye'sinin temel taşlarını örmüştür.Geçtiğimiz haftalarda Trabzon ve Samsun illerine İstiklal Madalyası verilince hepimiz şaşırdık. Aslında 1924'te Türkiye Büyük M

Yaşlanan bir toplumda anne-baba hakkı…

Toplumumuz yaşlanıyor.Önümüzdeki 10 ila 20 yıl, yaşlanmayı, anne-baba hakkını daha çok konuşacağımız yıllar olacak, öyle gözüküyor. Çünkü yaşlılık, yaşlı bakımı, yaşlılarla birlikte yaşama, yaşlıların birbirileriyle yaşaması, şehirde yaşlılık ve yalnızlık gibi pek çok başlık var önümüzde. Ve en önemlisi bu yaşlılar bizim anne ve babalarımız.Şimdiye

İMAM-HATİPLER niçin hedef tahtasında

Bunun cevabı, kanımca; modern Türkiye'nin kurucularının, "batılılaşma" adımlarını yavaşlatacak unsurların başında din meselesini, ciddi bir etki alanı olarak görmelerinde yatmaktadır. Aşağıda eğitim serencamımızı tarihi basamaklarıyla vereceğim inşallah.Dini eğitimin verildiği en köklü müesseseler olarak medreseler, başlangıçtaki çok yönlü eğitim s

Hiperkültürel çağda 'yetişememek'…

Küreselleşmenin neredeyse uluslararası şart halinde yaşandığı günümüzde, konuşulan hep ''kültür ne olacak' sorusu oldu. Tüm dünya trendler üzerinden modüler şekilde birbirinin aynısı olma yolunda ilerlerken, sorunlara veya tekliflere karşı tutunulan tavırlar da aynılaşma eğilimine girdi.Haliyle kültür dediğimiz, içinde doğduğumuz ev, mahalle, adetl

İsrail ahlaksızlığın tanımıdır bundan sonra!

Gazze'de ahlaksızlığın doruğuna çıkmış bir İsrail ve soykırımı hakim!Hukuk Profesörü Dr. Ganem el Attar'ın ellerindeki boş su bidonlarıyla koştuğu o fotoğraf hepimizi ama en çok da hukuk camiasını perişan etti. Çünkü Prof. El Attar sadece Gazze'de değil Mısır'dan Suriye'ye kadar Arap eğitim camiasının tanınmış değerli bir hocasıdır, pek çok ünivers

Gözlerimle gördüm ben, ateşi gören ağaçların tir tir titrediğini…

Orman yangınları öyle bir hal aldı ki, bunun kasıtlı hatta kastı aşan bir şekilde Türkiye karşıtlarınca planlandığını düşünüyor toplumun büyük çoğunluğu... İster havai fişeklerle isterse benzin bidonlarıyla yakalanmış olsunlar, kuşkusuz o alçaklar vatansız oldukları için bu pervasız kötülüğü sergileyebiliyorlar...Elbette iklim değişikliğinin, artan

"Gönüllülük Dünyasının Doktoru". Dr. Gülsen Ataseven

Gençliğimizde örnek aldığımız, yollarımızı aydınlatan öncülerimizden Dr. Gülsen Ataseven ablamızın hayatını, ilham alınacak başlıklarla yazmış Ayşe Pehlivan kardeşimiz. Her ikisine de sağlık sıhhat duaları ederim.Gülsen Hanımı 80'lerin son yarısından itibaren tanıyorum, üniversiteli günlerimden. Her şeyden evvel başörtülü bir hekim olmasıyla Dr. Ai

Belki insanların dönemidir biten!

Gazze'deki soykırım, artık açlıkla, insanların çoluk çocuk açlığa mahkum edilişiyle sürüyor. Kimsenin durduramadığı, aslında durdurmadığı İsrail barbarlığı, sadece insanları yok etmiyor Gazze'de... Bunun ucu hepimizi yakıyor.Vicdanlarını yitirmiş, kalplerini tüketmiş, izanları kalmamış bir yığınla dolu yeryüzü... İnsanlık mı diyelim şimdi buna Hayv