Çocuklar ve savaş

Ukraynalı çocukları görünce ilk aklıma gelen şey Birleşmiş Milletler'in çocuk hakları sözleşmesinin kökeni Çocukları Koruma Derneği Fonu'nun kurucusu Eglantyne Jebb'un, "Haklı veya haksız, facia ya da muzaffer tüm savaşlar çocuklara karşı yapılır." sözü oldu. Ne kadar haklı! 21. yüzyıl da hala toplu-tüfekli savaşların oluyor olması insanı gerçekten hayrete düşürüyor. İnsanların aptallığını küçümsememek gerek, bunun en büyük göstergesi de hala bu devirde yapılan savaşlar ama yine de aklım almıyor işte. Özellikle son yüzyılda yaşanan sıcak savaşlar, aslında savaşın kazananı olmadığını, öncelikle çocukların sonra insanlığın kaybettiğini gösterse de hala savaşın soğuk yüzü ile yüzleşmek insanı sarsıyor. Ne demişti Gandi, "Eğer bu dünyada gerçek barışı öğreteceksek ve eğer savaşa karşı gerçek bir savaş vereceksek, işe önce çocuklarla başlamamız gerekmektedir." Çocuklar bu dünyanın geleceği olduğuna göre ve her birimizin içinde yaşayan bir çocuk olduğuna göre çocukları ve masum insanları savaşa mazur bırakmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki Nasreddin Hoca'ya "Burnun ne tarafta" demişler, ensesini göstermiş. "Tam tersini gösteriyorsun Hoca" demişler, "Bir şeyin tersi bilinmezse doğrusu anlaşılmaz" demiş. Hocanın naif bilgeliğiyle anlattığı gibi, yaşamda her şey tersiyle var oluyor. Yaşamın doğası ikilikler üzerine kurulu. Kötü olmazsa iyiyi, çirkin olmazsa güzeli, karanlık olmazsa ışığı bilemeyiz elbette. Peki zorluklar gerçekten de insanı güçlendirir, tekamüle taşır mı Herhangi bir zorluğun, özellikle de çok büyük bir zorluğun içinden geçerken böyle düşünmek çok kolay olmasa da karşılaştığımız zorlukları belli bir zaman sonra değerlendirdiğimizde hemen hemen her zaman o zorluğun gerçekten de bize önemli bir şeyler öğrettiğini ve bizi geliştirdiğini görürüz. Bu kolektif bilinç için de geçerlidir. Zaten her negatif bizi pozitife yönlendiren bir güç değil midir Hal böyle iken ve insanlık tarihi savaşın soğuk yüzünün ayıpları ve günahları ile dolu iken nasıl hala aynı hatalar yapılabiliyor Karanlığın ışığı bulmak için en büyük motivasyon olması gibi bir durum söz konuyken yakın-uzak tarihten, yaşanmışlıklardan ders almamış olmak büyük aptallık. var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6709277;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6709277;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarsezin-sivricocuklar-ve-savas-6709277' });Rahibe Teresa'ya sormuşlar, "Savaş karşıtı yürüyüş var, katılmak ister misin", "Hayır" demiş Rahibe Teresa, "Barış yanlısı bir yürüyüş yaptığınızda katılırım". Odaklandığınız şeyi hayatınızda çoğaltırsınız, bu bilgeliği hep atlıyoruz! Yokluklara, savaşa, kavgaya, sevgisizliğe odaklanmayın. Büyütürsünüz çünkü içinizde kavga yoksa, dışarıda çatışma göremezsiniz. Yokluğa odaklanırsanız, yokluğu; sevgisizliğe odaklanırsanız, sevgisizliği; acıya odaklanırsanız, acıyı büyütürsünüz.