Bize bir nazar oldu!

Hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle terk edeceğimiz, sineğin kanadı kadar değeri olmayan "alçak" manasına gelen aldatıcı Dünya uğruna, makamlar için gönül kırmadan, gönül yapmaya gayret etmeliyiz!

İftira, yalan, şantaj yoluyla linç girişimleri adeta savaşa dönüşmüş! Belediye Başkanlıkları, hatta Muhtarlık makamları için bile saldırılar, dargınlıklar ve şeytanın aklına gelmeyecek ayak oyunları ve entrikalar!

Dün zalimler ve zulümler karşısında omuz omuza duranların, Kudüs-ü Şerifimizin istiklali ve Fatih Sultanımızın emaneti Ayasofya'nın açılması ve çağdışı zulüm yasaklarının kalkması için birlikte yürüyenlerin ve Mazlumların kurtuluşu için el ele koşan kardeşler topluluğunun yüreklerimizi dağlatıcı saldırgan pürmelal hale, halimize bir bakın!

Bir şahsı Belediye Başkanı, Meclis Üyesi, yapacağız diye değer mi ahlaki sınırları aşarak Din ve Devlet düşmanlarına bile yapılmayan saldırılar, hakaretler ve insanlık dışı linç girişimleri!

Biz Müslümanlar; particilik, ırkçılık ve mezhepçilik hastalığı, belası ve fitnesi yüzünden birbirimizle uğraşırken, birbirimizin kuyusunu kazarken, Filistinliler ve mazlumları için kendini yakarak feda eden ABD'li askerden utanıpne zaman tekrar Mümin kardeşleri olduğumuzu hatırlayıp kucaklaşacağız

Yuvaları hatta devletleri yıkan, kardeşler arası kavgalara hatta kan davalarına sebep olan, Şirkten sonra en büyük günah olan "Fitne (iftira, yalan) İnsanı öldürmekten daha şiddetli ve büyük günahtır!" (Bakara S.191) ilahi emrini ne zaman hatırlayıp günahları ve bu kötü huyları terk edip kardeş olacağız

"Ey iman edenler! (Birbiriniz hakkında kötü) Zandan (ve tahmini kurgulardan) çok kaçının; çünkü zannın (haksız ve alâkasız olan) bir kısmı günahtır (ve yalandır. Ve sakın) tecessüs de yapmayın. Kiminiz kiminizin gıybetini de yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi İşte (nasıl) bundan tiksindiniz. (Öyle ise) Allah'tan korkup (başkalarına kötülük düşünmekten ve küçük düşürmekten) sakının. Şüphesiz Allah, tövbeleri kabul edendir, çok Esirgeyendir" ilahi emrini her zaman hatırlayalım ve hayat düsturu yapalım.

"Ey iman edenler, eğer bir fasık, (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları) size (kızdırıp kışkırtıcı veya oyalayıp aldatıcı) bir haber getirip (verirse), onu 'etraflıca araştırın' (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve kesime) kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz) de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz." (Hucurat S.6) insani ilişkilerimizde vazgeçilmez bir ahlak düsturu olarak benimseyelim bu kötü huyları terk edip kardeş olalım!

Önderimiz ve Örneğimiz Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (sav) Efendimizin: "Benim Ümmetim her günahı işleyebilir ama yalan asla söyleyemez" buyurduğu güzel tavsiyesini aklımızdan çıkarmayalım!

"(Elbette ve kesinlikle) Hz. Muhammed (s.a) Allah'ın Resulüdür; beraberinde bulunanlar (ve kıyamete kadar Onun yanında ve yolunda olanlar) da; inkârcı (zalimlere) karşı şiddetli (cesaretli, mert ve metin), kendi aralarında ise (gayet müsamahalı ve) merhametlidirler." (Fetih S. 29)

"(Eğer gerçekten iman ediyorsanız) Allah'ın ipine (Kur'an hükümlerine) hepiniz birden (el birliği içinde) sımsıkı sarılın. (Sakın) Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir vakit sizler (Cahil ve kâfirken) birbirinize düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını (İslam Nimetiyle) uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun İslam nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. (Ümmet ve uhuvvet şuuruyla güç kazandınız.)" (Ali İmran S. 103)