Neslimizin çoğalması İstiklal ve İstikbal meselemizdir!
Kahraman Filistin halkını tebrik ediyorum. Neslin çoğalmasından korkan ve kısırlaşmayı çağdaşlık zanneden ailelerimizi ve evlenmekten korkan gençlerimizi, aileyi korumayı ve nesilleri çoğaltarak toplumunu genç tutmayı başaran, bu şekilde dünya zalimlerine direnen Filistinli ailelerden ve gençlerden Din, Vatan, Devlet şuuru ve dersi almaya davet ediyorum! Zira genci bereketli olanların İstiklali ve İstikbali kıyamete dek daim olur!
Anadolu Topraklarını İslam Medeniyetine ve Müslümanlara yurt yapmayı başaran atalarımızın öncüleri de, gençlerden oluşuyordu!
Son elli yıl öncesine kadar; gerek analarımızın, gerekse babalarımızın ocaklarında kız ve erkek en az 5-6 evlad ve onlarca torun yaşıyordu! Ve Ahiret Gününe, Kadere ve Rızkın sahibinin sadece Allah olduğuna İman etmiş, geçim endişesi taşımayan genç bir nüfus potansiyeline sahiptik!
Ülkemizin nüfusunu azaltma şartı koyan Roma Merkezli AB (Haçlı Avrupa Birliği Devletleri) kendilerinin nüfuslarını artırmak için olağanüstü tedbirler alırken ve maddi teşvikler yaparken kendisinde yasak olan kürtaj ve doğum kontrolü hapları ve esrar, eroin, bonzayi gibi uyuşturucu zehirler yoluyla nesillerimizin doğmadan veya yaşarken hayattan koparılarak öldürülmesini AB'ye girmemizin olmazsa olmaz şartlarından biri olarak koştu ve koşmaya devam ediyor!
Avrupa'da hanımlara iş istihdamı teşviki yerine evde evladlarının annesi olmasını ve ev istihdamı teşvikine devam ediyorlar!
Anneyi çalışmadan doğurduğu her çocuk için bir buçuk yıl sigortalı yapıyor, çocuk parası yardımı, ev yardımı ve maaş alır gibi aylık sosyal maaş desteğine hâlâ devam ediyorlar!
Halkı Müslüman ülkelerde nüfusumuzu azaltmak için ise evlilik bağları kasten bilerek kopartılıyor! Evlilik yerine fuhuş ahlaksızlığı teşvik ediliyor!
Alman Adanauer Vakfı gibi yurt dışı kaynaklı mason vakıflar yoluyla bedava doğum kontrol hapları ve bedava kürtaj gibi bıçaklarla nesillerimiz yok edilmeye devam ediliyor!
Aldığı kararları sorgulanamayan, ihtiyaç hasıl olduğunda yerel mahkemelerimize itiraz etmemiz dahi antlaşmalarla yasak edilen DSÖ'nün (Siyonist Dünya Sağlık Örgütü) işlediği ve işlemeye devam edeceği İnsan Katliamlarını burada yazmaya satırlarımız yetmez!
Tüm Avrupa çiftçilerinin sokağa dökülerek karşı çıkmaya devam ettikleri "İklim Yasası!" da aynı merkezlerin planlarına dahildir. Yenmesi helal olan hayvanların çeşitli ilaçlar ve aşılama yöntemleriyle adeta katliama tabi tutulmasında da asıl hedef insan gibi hayvanatın da fıtratına müdahale etmek, insanların et proteininden mahrum bırakılarak hastalık yayan suni uyduruk etleri yemeye yönlendirmek ve oluşacak hastalıklarla nüfus azalmasını sağlamaktır. Bu ise bir başka Siyonist oyunudur! Ve reddedileceğine inandığım önümüzdeki günlerde İklim ve Karbon Yasası maalesef Meclis'e gelecektir.
Bu iklim değişikliği oyunu; domuz ve köpek benzeri hayvanların yok edilmelerini kapsamazken niçin tosun, düve, koyun ve keçi gibi yenmesi helal olan hayvanların geğirmeleri ve gaz salınımlarıyla metan yayarak Ozon Tabakasını delmeye sebep oluyor Neden doğal olan her şey zararlıyken, suni olan ve yapay olan taltif edilip tavsiye ediliyor Bunun da bir tür nüfusu azaltma Siyonist-Haçlı planı olduğunu ne zaman anlayacağız
-İktidarımı, hanımlara iş istihdamı yanlışlığını ve gafletini acilen terk edip eş ve ev istihdamını teşvik etmelidir! Bunun için de; evliliği teşvik edici, düğün, ev, çocuk yardımlarını acilen artırmalıdır! Evinde sadece evladlarına anne olmak isteyen her kadına maaş bağlanmalı ve çocuk başı sigortalanmalıdır!
-Yuvaların yıkılması sonucunu doğuran "Kadının beyanı esastır!" anlayışı acilen kaldırmalıdır!
-Zinanın her çeşidi cezalandırılmalıdır! Hiçbir hayvanın kabul etmediği cinsi sapıklığa ağır cezalar getirilmelidir!
-Erkekleri evlenmekten korkutan ve bıktırtan