Yurtlar şart ama üniversiteler de devam edebilir

Geçen gün kaleme aldığım yazıda demiştim ki: Aramızda çürükler olabilir, vicdansızlar, kayıtsızlar, ruhsuzlar vesaire ama ben şunu bir kez daha anladım ki: "Bu topraklar üzerinde yaşayan insanların büyük çoğunluğunun 'kötü gün dostluğu' kavramına olan bağlılığı, feraseti bambaşka!" HADİ ARTIK AYAĞA KALKIN! Dün KYK'ya ait yurtların depremzedelere tahsis edilmesi kararına verdiğim destek yazım sonrası öyle yorumlar ve tepkilerle karşılaştım ki Anladım ki çürüklerin, vicdansızların, ruhsuz ve duygusuzların sayısı sandığımdan daha da fazlaymış. Meğer depremin ardından dökülen göz yaşlarının bir kısmı timsah göz yaşlarından başka bir şey değilmiş. Hakikaten de ateş düştüğü yeri yakıyormuş ve hakikaten de damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlayabiliyormuş "Deprem yaraları derhal sarılsın." diye günlerdir feveran edip de sarılması adına atılan bir adım kendi konforlarını bozacak endişesiyle, "Niye yurtlar tahsis ediliyor Cumhurbaşkanı 1000 odalık sarayını tahsis etsin! Yedirdiği, içirdiği işadamlarıyla beraber villalarını açsın! Turizm Bakanı otellerini versin!" benzeri yorumlarla KYK yurtlarının depremzedelere tahsis kararına karşı çıkanları Allah'a havale ediyorum Çünkü en iyi ihtimalle 5 milyon insanı evsiz bırakan bir felakette bile Erdoğan'a, partisine, iktidarına çakarak siyaset yapma ihtiyacı duyanlarla ancak o başa çıkabilir. NEREDEYDİN EYY KIZILAY Bu arada KYK yurtları kararını destekliyorum diye sakın ola kimse yaşanan deprem sonrası iktidarın kriz yönetiminde çok başarılı olduğumu düşündüğüm sonucu falan da çıkarmasın! Aksine birçok noktada yetersiz buldum. Ki, bunu da bizzat gidip de gözlem yaptığım bölgeden döner dönmez kaleme aldığım yazımda da dile getirdim. YIKIM ÇOK BÜYÜK DE PEKİ YA KRİZ YÖNETİMİ Böylesi büyük bir felaket dünyanın neresinde olursa olsun yönetenlerin elini ayağını birbirine dolandırırdı, şaşırtırdı, panikletirdi ama bu denli bir çaresizlik de olmazdı! Bakın İkinci günü akşam vardım deprem bölgesine O gün ve sonrası iki gün, korkunç bir kaos, koordinasyon bozukluğu vardı bölgede. Kimsenin kimseden haberi yoktu. AFAD ve diğer arama kurtarma ekipleri enkazdan enkaza sürükleniyor ve tozun toprağın içinde çalışan o insanlar içecek bir yudum su bile bulamıyorlardı. Enkazda çalışanlar ayrı perişandı, enkaz başında bekleyen insanlar ayrı Hava eksi 10'lardaydı ve canını kurtaran insanlar aç, susuz sokaklardaydı. Akaryakıtı biten araçlarda yaşlıların, çocukların soğuktan titreyen o halleri gözümün önünden hiç gitmiyor. Ve bu insanlara yeme, içme, ısınma, barınma konusunda lojistik destek vermesi beklenen 154 yıllık en köklü kurum olan Kızılay ise ortada yoktu. Köyleri falan demiyorum üstelik Gaziantep, Kahramanmaraş ya da Malatya merkezde bile Kızılay'ın tek bir çadırına denk gelmedik ilk 3 gün! (Kerem Kınık derhal görevi liyakat sahibi olan birine devretmeli çünkü bundan sonra yaşanacak bir afette hiç değilse Osmanlı'dan yadigar bu kurumun bir sodası ikram edilebilsin bu millete! ) NEDEN ORDU YOKTU Şunu söylemem lazım Eğer ilk 3 gün kriz doğru hamlelerle yönetilebilmiş olsaydı çok daha fazla insanın enkazdan sağ çıkarılması mümkündü. Allah yukarıda AFAD'ın ekipleri de yerli yabancı diğer arama kurtarma ekipleri de insan üstü bir çaba sarf ederek ellerinden geleni yaptılar enkazlar da ama sayıca yeterli değillerdi. Birçok enkaza 3 gün boyunca müdahale edilmediğine bizzat şahit oldum. Çok çok acıydı o anlar. Yakınlar çığlık çığlığa bağırıyordu enkazların başında. 17 Ağustos Depremi'ni de yaşamış biri olarak hala neden Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, ordunun ilk anda sahaya indirilmediğini bir türlü anlayabilmiş değilim. O depremde de büyük yıkım vardı ama Mehmetçik'in anında müdahalesi sayesinde enkazdan canlı olarak çok daha fazla insanın canının kurtulması sağlandı. Bu bir yana iktidarın esas başarısızlığı, bilim insanlarının yıllardır o bölgeyi işaret ederek: "Çok yakında büyük bir deprem geliyor." çığlığına rağmen hiçbir önlem almamış olmasıdır. Bir gün yerin altında çılgınlar gibi dans edeceği belli olan o fayların üzerindeki kentlerin öyle mi olmalıydı imar planları Devasa, bomboş arazileri olan bölgede en fazla 4 kat imar zorunluluğu getirmek varken neden 10, 11, 12 katlı yüksek binaların yapımına izin verildi Hadi verildi Neden inşaat kalitelerine dikkat edilmedi ÜNİVERSİTELER İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Bunları daha çok konuşacağız elbette Daha çok sorgulayacağız ama şu an yapmamız gereken şey depremzedeleri bulundukları kaostan çıkartmak ve bu uğurda atılan