Erdoğan'ın ikramı

Sanki sürpriz Sanki farklı bir şey diyecekti Garip bir şaşkınlık halleri; "Nasıl yani" diyerek sorgulamalar. Oysa ki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Ankara temsilcisi gazetecilerle yaptığı toplantıda söylediklerinde sorgulanacak hiçbir şey yok! "Belediye başkanlarımız görevlerinin başındalar!" diyerek daha evvel defalarca söylemiş olduğu şeyi tekrar etti ve hatta bir daha bu konunun açılmaması için de has ortağı Akşener'e de; "Bir parti, başka bir partinin iç işlerine karışmamalı. Her partinin kendi kuralları vardır. Her partinin kendi bağımsız iradesi, kurulları vardır. Her parti kendi içinde değerlendirmesini yapmalıdır. İşin doğrusu bu!" ifadeleri ile çok sert bir göndermede bulundu. Peki ne olur bundan sonra Meral Akşener'in nasıl bir karşılık vereceği çok önemli elbette ama biliniz ki bu önem sadece ve sadece Millet İttifakı'nın ya da başka bir deyişle 6'lı masanın devamıyla, geleceğiyle ilintili bir durum. Yani İYİ Parti liderinin karşılığı ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu'nun mevcut kararından geri adım atması söz konusu bile değil. İddialı bir söylem evet ama iddia ediyorum! Meral Hanım; "O halde ben de masadan kalkıyorum" dese bile Kemal Bey geri adım atmayacak. Fakat bir dipnot Akşener eğer tavrında ısrar ederse şunu da önerebilir Kemal Kılıçdaroğlu Ki, bu his ya da bir yorum değil CHP genel merkezine yakın kaynaklardan aldığım net bir bilgi "Çok arzu ediyorsanız Ekrem Bey'i siz aday gösterebilirsiniz İYİ Parti olarak ama biz CHP olarak düşünmüyoruz!" Ondan sonra gidişat nasıl olur tahmin etmem zor ama yeri geldi bir noktanın altını çizeyim sevgili okurlarım. Geçen hafta siyasette yaşanılanlara dair herkes bir şeyler yazdı, söyledi ve binbir çeşit analizler havada uçuştu. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nin İmamoğlu'nun yargılandığı dava ile ilgili verdiği karar başta AK Partililer olmak üzere hemen her kesimin kafasını karıştırdı. Bir kısım -ki bunların tamamı AK Partili idi- kararın Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olmadığını savunurken bir kısım ise bu kararı yargıya verdirterek kendi ayağına ve hatta kalbine kurşun sıktığını iddia etti. Ben de ilk gün yorumlamıştım durumu. DEJA VU Erdoğan'ın, 1998