Bu masa nasıl kurtulur

Ankara kulisleri hareketli. Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ve sonrasında İYİ Parti ve CHP arasında yaşanan gerilim 6 parti liderinin oturduğu masanın dağılıp dağılmayacağına dair sorgulamaları da beraberinde getirdi. Hatta sürecin çoklu adaya doğru yol aldığına dair yorumlar yapılmaya başlandı. Ben bu yönde bir kararın henüz alındığını düşünmüyorum. Evet. Hem İYİ Parti hem de CHP tarafında, yaşanan son gelişmeler dolayısıyla en doğru olanın çoklu aday çıkarmak yönünde bir eğilim olduğunu biliyorum. Her iki partinin yetkilileri de artık bu tezi dillendirmeye başladılar ama yine de beklemek lazım. Özellikle de yeni yılın ilk haftası, 5 Ocak tarihinde Gelecek Partisi ev sahipliğinde gerçekleşecek toplantıyı Aldığım duyumlara göre tabir-i caizse bu toplantıda dananın kuyruğu kopacak! Karar verilecek artık. Bekleyip göreceğiz çıkacak tabloyu NE DEĞİŞTİ SAYIN KILIÇDAROĞLU Bu arada dün sosyal medyada 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yapılmış bir tartışma programından bir video dolaşıma sokuldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu zor duruma düşüren bir kesit. Çünkü o kesitte Cumhurbaşkanı adayının kendisinin olup olmayacağı soruluyor Kemal Bey'e. O da aynen şu yanıtı veriyor; "Bir partinin genel başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmamalı! Bir partinin genel başkanı velev ki seçilirse nasıl gidecek namusu ve şerefi üzerine yemin edecek ben tarafsız olacağım diye Benim namusum ve şerefim bu kadar ucuz mu Ben nasıl namusum ve şerefim üzerine, tarih huzurunda ve büyük Türk Milleti önünde diyeceğim ki; 'Tarafsız davranacağım!' O zaman demezler mi; 'Kardeşim tarafsızsan sen nasıl falan partinin üyesisin' Bunun akılla mantıkla bağdaşır bir yönü var mı Namus ve şeref kavramı bu toplum için bu topraklar için hepimiz için çok değerlidir. Bu kadar ucuzlamasını emin olun anlamakta zorluk çekiyorum!" AK Parti taraftarları tarafından hatırlatılan söz konusu video epeyce bir paylaşıldı ama enteresan olan Kılıçdaroğlu'nun aday olmasına karşı çıkan muhalifler nezdinde de karşılık buldu o video. Ve hemen herkesin sorguladığı şey; "5 yıl önce yapılan seçimde Cumhurbaşkanı adayı olmamasının gerekçesini tarafsız olamayacağı şeklinde açıklayan ve bunu yaparken de çok ağır ifadeler kullanan Kemal Kılıçdaroğlu'na ne oldu da şu an kesin olarak aday olmayı arzu ediyor" oldu. Ben cevabını vereyim Çünkü o seçimde muhalefetin adayının kazanmasının pek mümkün olmadığını biliyordu Sayın Kılıçdaroğlu. O dönem yapılan anketler, araştırmalar, mevcut siyasi ortam bariz bir biçimde bunu gösteriyordu. O nedenle de parti içerisinde en güçlü rakibi olarak gördüğü Muharrem İnce'yi; "Gel bakalım Muharrem!" diyerek partinin adayı olarak lanse etti kamuoyuna. Ve bunu yaparak aslında bir taşla iki kuş vurdu. Hem rakip ismi en önemli makama aday göstererek parti içi demokrasiye ne kadar önem verdiğini ve ne kadar demokrat, özgüvenli, egosuz bir lider olduğunu kanıtladı topluma. Hem de seçimi kazanmasa bile partiye genel başkan iddiasını devam ettireceğini ve yanlışlar silsilesine imza atacağını öngördüğü Muharrem İnce'yi by-pass etti. Kabul edilmeli ki Kılıçdaroğlu'nun o günkü hamlesi aşırı zeka gerektiren bir hamleydi. Ve kendi siyasi kariyerini sağlama almak bakımından da dahiyane bir fikirdi. ŞEYH UÇMAZ MÜRİDLERİ UÇURUR! Peki 5 yıl evvel Cumhurbaşkanı adayının bir partinin genel başkanı olmaması gerektiğini söyleyen 'Bay Kemal' bugün neden ısrarla ve inatla aday olmayı istiyor Onun da cevabını vereyim Çünkü bu defa da muhalefetin adayının kazanacağına yüzde 100 inanıyor. Yanılmıyor. Çünkü konjonktür gerçekten de 5 yıl öncesinden çok farklı. "Yüzde 100" demek elbette iddialı bir söylem olur ama şu gerçek ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 yılda ilk kez kaybetmeye çok yakın. Ve muhalefet de kazanmaya Ancak Kemal Kılıçdaroğlu'nun atladığı çok kritik bir husus var Elbette ki her adayın kazanma riski var ama adayın kendisi olması durumunda bu risk katlanıyor. Peki böyle bir risk almaya gerek var mı Ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi son derece zeki ve öngörüsü yüksek bir siyasetçi neden alıyor bu riski Neden biliyor musunuz Çünkü başta danışmanları olmak üzere etrafındaki herkes kendisinin aday olması durumunda bu seçimi yüzde 100 kazanacağına inandırıyor. Bir deyim vardır hani; "Şeyh uçmaz müridleri uçurur!" diye Tabir-i caizse işte Kemal Bey'i de; "Kesinlikle kaybedecek iktidar. Ve Sayın Genel Başkan sizinle