Putin'in büyük zaferi!

ABD merkezli Batı ittifakı, ısrarla Putin karşıtı söylemlerle paylaşım savaşlarına ve kendi çıkarları doğrultusunda pozisyon almaya devam etti.

Ukrayna meselesi üzerinden Rusya'da ayaklanmaları kışkırtma girişimlerinde bulunmalarına rağmen, Rusya toplumu özellikle savaş sürecinde Putin etrafında daha da konsolide oldu.

Bu konuyu defalarca dile getirdim! Putin'in hafife alınmaması gerektiğini, Batı'nın söylemleriyle Rusya'yı yanlış okumanın hatalı sonuçlara yol açtığını makalelerimde sıkça işledim.

Şimdi, dediğim gibi, Putin belki de siyasi kariyerinde ilk kez bu kadar büyük bir coşku ve güçlü katılımla seçiliyor.

Yurt dışındaki Rus vatandaşlarının seçimlere bu denli ilgi göstermeleri de önemli bir anlam taşımalı.

Ukrayna sürecinin başlamasıyla eğer toplumda Putin'e yönelik ciddi sorular oluştuysa, zamanla kendi sorularına cevaplar bulan ve Putin'i haklı gören bir kamuoyu gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu göz ardı etmemeliyiz.

Evet, Rusya'da muhalif sesler var ve her zaman olacak.

Evet, Putin'i ciddi suçlamalarla eleştiren kesimler şimdi de mevcut ve her zaman olacak.

Ancak toplumun büyük bir bölümünün kendi liderini desteklemesi de bir gerçek.

Putin'in büyük bir oy oranıyla kazanması, karşıt görüşteki Batı ittifakına önemli mesajlar veriyor.

Seçim sonucunu tanımayarak, halkın tercih ettiği lideri yok saymak, aslında Rusya ve liderini değil, tam tersine kendi çıkarları doğrultusunda işine geleni tanıyan, işine gelmeyeni tanımayan tavrıyla Batı'nın kendi güvenilirliğini sarsıyor.

ABD merkezli Batı ittifakı, savaş meydanında istediği sonucu elde edemediğini kabul etmekte güçlük çekiyor ve tüm olumsuzlukların sorumlusu olarak Putin'i göstererek aslında kendi başarısızlığını ilan ediyor.

Çünkü aynı Batı ittifakı, dünya çapında her zaman halkların özgür iradesinden, özgürlüklerden, adil ve tarafsız ilkelerden bahseder.

Tüm itirazlara ve muhalif seslere rağmen Putin, halk tarafından sevilen ve tercih edilen bir liderdir.