Rusya-Ukrayna savaşı başladığında,, çoğu siyaset bilimci ve gözlemcilerin, inanarak beklentisi şöyleydi; "Rusya parçalanacak, akabinde Putin siyaseti, intihar etmiş olacak..."

"Ukrayna, sürecin kazananı olacak,

Rusya'da halk ayaklanmaları başlayacak; Rusya, devlet içinden darbeye maruz kalacak; Akabinde ise Rusya, ekonomik olarak çökecek..."

Putin ise, bunun tam tersini dile getirerek, durumu şöyle ifade etti:

- "Rusya'yı çökertemeyecekler",

- "Rusya halkları kendi milli menfaatleri için sonuna kadar mücadele edecek",

- "Bize dayatılanlara inat, tam tersi kendi milli sistemimizin inşasına başlayacağız",

- "Bizi beş bölgeye parçalamak isteğine ve milli servetlerimize göz dikenlere inat, Rusya fırsatların ülkesi olmaya devam edecek..."

Putin yeniden başkan olmak için adaylığını açıkladı.

Kendi kamuoyunda beklentinin tam tersine, reytingi yükseltti. Yani Batı propagandasının tam tersi, giderek daha güvenilir Putin portresi var karşımızda.

Batı, Rus toplumunun Putin'e karşı ayaklanacağı, halkın sokaklara döküleceğini yazdı ve çizdi.

Ama tam tersi oldu, Rusya Putinsiz bu süreci zaferle bitireceğini hayal dahi edemiyor.

Batı'nın tüm ambargo politikasına rağmen, Putin kendi halkına yol sunabildi.

Durumu anlatarak, yeni dönem için projeksiyon sunabildi.

Rusya sınırlarında NATO konuşlanmasını püskürtme olarak planlanan hedefine, varmış oldu.

Yani beklentinin tam tersi bir tablo ile karşı karşıyadır dünya.

Batıdaki siyasi söylemler:

- "Putin doğru hesap yapamadı ",

- "Putin tuzağa düştü ",

- "Rusya bitti",

- "Rusya parçalanacak" yorumları kadar olmasa da;

- "ABD, hesaplarında yanıldı..."

- "Batı, Bataklığa saplandı..."